Adalet Televizyonu kendini senin gibi kurbanlara umut olmaya adadı. | Open Subtitles | إنّ قناة القاضي يكرّس إلى يشرق الضوء على الضحايا مثلك. |
Şiddetin erken işaretlerini fark edin ve özenle müdahale edin; onu azaltın, kurbanlara güvenli bir çıkış yolu gösterin. | TED | تعرفوا على العلامات المبكرة من العنف وتدخلوا بضمير خففوه، أروا الضحايا طريق آمن للخروج. |
Ben de Dr. Troy'a bu kurbanlara yaptıklarınızın... ne kadar harikulade olduğunu anlatıyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ فقط أُخبرُ الدّكتور تروي كيفك لَكَ كُلّ أُدهشتَ لذا في العملِ عَملتَ على الضحايا. |
kurbanlara bir silah ya da alet ile zarar verilmiş. | Open Subtitles | الأضرار الي حدثت للضحايا حدثت بأستعمال آلة حادة أو بسلاح |
Tek tutarsızlık erkek ve kadın kurbanlara uygulanan kaba kuvvet oranı. | Open Subtitles | الإختلاف الوحيد هو مسألة الإصابة التي حدثت، بين ضحايا الإناث والذكور |
Listeyi olası kurbanlara kadar daraltabilirsek bir sonraki hamlesinde onu bekliyor olabiliriz. | Open Subtitles | ان استطعنا تضييق النطاق للائحة الضحايا المحتملين فنكون نحن بانتظاره |
Kurşunlar doğrudan kurbanlara girmiş. | Open Subtitles | الرصاصات موجهة بشكل مباشر الى الضحايا فالقاتل كان يرتدي قفازات |
Bunu yapan her kimse, kurbanlara çok yaklaşıyor rahat bir şekilde beynini dağıtıyor ve parmak izi bırakmıyor ve açıkça yaptığı işten gurur duyuyor. | Open Subtitles | ما يفعله هو أن يقترب من الضحايا ويرديهم قتلى من دون عناء لا وجود لبصمات وهو فخور بذلك ويجيده |
Şüphelinin kurbanlara o yolla ulaşmış olması daha olası. | Open Subtitles | إحصائيا،هذه النظرية أكثر إحتمالا المشتبه بها يمكن أن تكون إحتَكَت بكل الضحايا. |
Ancak, bu davadaki radyoaktif maddenin hedeften kurbanlara geçtiğine inanıyoruz. | Open Subtitles | على أية حال نعتقد أن تِلك المواد المشعّة بِهذة القضيّة تبْدأ بالنقل من الهدف إلى الضحايا |
Eşinin sarışın ve yaklaşık 40 yaşında olduğunu düşünüyoruz, kurbanlara benziyor ve lüks bir araba kullanıyor. | Open Subtitles | نظن ان زوجته شقراء تقريبا عمرها 40 عاما تشبه الضحايا و تقود سيارة فاخرة بأربع ابواب |
Eşinin sarışın ve yaklaşık 40 yaşında olduğunu düşünüyoruz, kurbanlara benziyor ve lüks bir araba kullanıyor. | Open Subtitles | نظن ان زوجته شقراء تقريبا عمرها 40 عاما تشبه الضحايا و تقود سيارة فاخرة بأربع ابواب هم من فعل ذلك بي |
Bay Barnes sadece son kurbanının iç çamaşırını çalmış... ve kadın şu anki kurbanlara benzer şekilde dövülmüş. | Open Subtitles | هو ان السيد بارنز قام بسرقة الملابس الداخلية لضحيته الاخيرة و لقد ضربت بنفس الطريقة كبقية الضحايا لدينا |
İlk kurbanlara yapılan otopsi zehrin doğal bir bileşik olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | تشريح جثث الضحايا اكدت ان السم مركب طبيعى |
O yüzden ilgisini, daha iyi muhafaza edebileceği yaşayan kurbanlara yöneltti. | Open Subtitles | لذا حول اهتمامه الى الضحايا الأحياء و التي يمكنه ان يحفظ جثثهن بطريقة أفضل |
kurbanlara ve bize saygılı davrandın. | Open Subtitles | لقد عاملت الضحايا بإحترام و عاملتنا بشكل عادل |
Dünya çapında bir sosyal adalet projesi, kurbanlara ses ve itibarlarını verecek bir belgesel üzerinde çalışıyoruz. | TED | إنه مشروع عدالة اجتماعية عالمى ونحن الان نعمل على انتاج فيلم وثائقى ليكون صوتا للضحايا ويمنحهم الكرامة |
Suçluları bulmaya odaklanıp, günlerimizi geçirdik ve sonra bunun bizi kurbanlara ve ailelerine yaklaştıracağını düşündük. | Open Subtitles | نحن نركز يوما بعد يوم خارجا على العثور على المجرم، وبعد ذلك نحن نقول لأنفسنا أنه سوف تجلب إغلاق للضحايا وأسرهم. |
Benim başka kurbanlara yardım etme biçimim ve sizden son ricam bu. | TED | هي طريقتي في مساعدة ضحايا آخرين، وهو أخر طلب مني لكم. |
Lakabını, kurbanlara demiryolu çivileriyle işkence ederek kazanmış. Çok hoş. | Open Subtitles | كسب لقبه هذا بتعذيب ضحاياه ببراغي السكة الحديد ، لطيف جداً |
Ama tahnit edilen ceset bile sonunda çürür ve yeni kurbanlara ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | لكن بالنهاية حتى جثة محفوظة سوف تهترئ و هو يجد نفسه بحاجة لضحايا جدد |
Bizler kurbanlara yatırım yapmayız, sağ kalanlara yatırım yaparız. | TED | نحن لا نستثمر بالضحايا نستثمر في الناجين |
O sürede kurbanlara ne yaptığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف ما يفعله بضحاياه خلال ذلك الوقت |