Yüksek eğitim masraflarını neredeyse tamamen kesecek bir model kurmak için yola çıktık | TED | انطلقنا لبناء نموذج سيقطع بشكل شبه تام غلاء أسعار التعليم العالي |
"Fatih" olarak nam saldıktan sonra, Aristo'nun eski öğrencisi, ismini verdiği şehirde bilgi imparatorluğu kurmak için bütün ilgisini İskenderiye'ye verdi. | TED | بعد تعيين نفسه فاتحاً، حوّل الطالب السابق لأرسطو انتباهه لبناء إمبراطورية من المعرفة مقرها في مدينة تحمل اسمه. |
Profesyonel bir ilişki kurmak için 5 yılda 12 randevu yeterli. | Open Subtitles | إن 12اجتماعاً خلال 5 سنوات يعد عدداً كافياً لإنشاء علاقة مهنية |
Bunun yerine, tekstil fabrikalarını kurmak için Türkiye ve Meksika'yı seçtiler. Çünkü eğitim seviyeleri %25 ile %30 arasındaydı. | TED | فلقد اختاروا المكسيك وتركيا عوضاً عن ذلك لنصب مصانع القماش لأن مستوى تعليمهم كان حوالي 25 إلى 30 بالمئة |
Pekâlâ... Aramızda softbol takımı kurmak için toplanmadık sanırım. | Open Subtitles | حسناً، أظن أننا هنا ليس لتشكيل فريق لكرة اليد |
Arkadaşlıklar kurmak için burada bulunmuyoruz. | Open Subtitles | نحن لسنا هنا لتكوين صداقات نحن لا ننقذ خراف البحر يا سادة |
Az daha bir yazılım şirketi kurmak için Harvard'ı bırakıyordum. | Open Subtitles | وانا اعتقدت اني سأذهب لها رفرد لبدء عمل شركة برامج |
Her birimizin, hükümetler ve teknolojinin insanlara hizmet ettiği ve bunun tersine izin verilmeyen bir dünya kurmak için üstlenmesi gereken çok önemli rolleri var. | TED | كل واحد منا لديه دور أساسي ليؤديه في بناء العالم الذي تخدم فيه الحكومات والتقنية أفراد هذا العالم وليس العكس. |
Toplumumuzda olmasını istediğimiz bu şirketleri kurmak için birkaç şeye ihtiyacımız var. | TED | لبناء هذه الشركات التي نريدها في مجتمعنا، نحتاج بعض الأشياء. |
Evet bakın, derneğimiz bu küçük derneği kurmak için canla başla çalışan insanlar tarafından kurulmuştur. | Open Subtitles | مجتمعنا مكون من أشخاص عملوا بجد وإخلاص لبناء هذا المجتمع الصغير |
Gezegenin sıcaklığını on katına çıkarmak için atmosferi, kolonileştirmeye uygun hale getirmek için çiftlikler ve şehirler kurmak için ve binlerce koloniciyi destekleyebilecek devasa bir yapı inşa etmek için. | Open Subtitles | لرفعدرجةحرارةالكوكب10مرات. لتغيير الجو لتجعلة ملائم للمستعمرة. لبناء المزارع والمدن. |
Birbirleri için uyumlu olduklarına inandıklarında, yuva kurmak için birlikte çalışacaklar. | Open Subtitles | ومتى يقتنعون بأنهما متوافقان، فسيتعاونان سوية لبناء عش. |
Önümüzdeki on yıl ve sonrasında hastalıklardan kurtulmak amacıyla iş birliği yapmak ve yeni bir sistem kurmak için inanılmaz bir fırsat var. | TED | هناك فرصة رائعة للعمل معًا لإنشاء نظام جديد للتخلص من الأمراض خلال العقد التالي وما يليه. |
Baskın ve talan için değil bir koloni kurmak için buradayız. | Open Subtitles | لسنا هنا للنهبِ و الإقتحام نحن هنا لإنشاء جالية |
Noel ağaçlarını kurmak için gereken bütün desteği verdi. | TED | فهو قدّم لنا الدعم لنصب أول أشجار عيد الميلاد. |
Yeni bir hükümet kurmak için büyük bir yerden başlanmalı | Open Subtitles | لتشكيل حكومة جديدة للبلاد كلها بدون مدينة كبيرة لائقة، إنها ليست كافية |
Arkadaşlık kurmak için burada değilsin, daha iyi cerrahlar çıkarmak için buradasın. | Open Subtitles | إنكِ لست هنا لتكوين صداقات ولكن لعمل الجراحات |
Çünkü dağıtımcılar iş kurmak için buraya gelmiyorlar, çünkü bunu yapmak gerçekten mantıksız. | TED | لأن الموزعين لن يأتوا الى هنا لبدء أعمالهم ، لأنه لا معنى له أيضًا. |
Eğitimli mülteciler ülkelerini bir gün tekrar kurmak için umut olacaklar. | TED | واللاجئون المتعلمون سيكونون شعلة الأمل لإعادة بناء بلدانهم يومًا ما. |
İnsanlar şehirlere bağlantı kurmak için taşınır ve bağlantısallık bu şehirlerin gelişme nedenidir. | TED | ينتقل الناس إلى المدن لكي يكونوا متصلين، والاتصال هو سبب ازدهار هذه المدن. |
Senin kanıtını paralel uzay zamanından bizimkine bir köprü kurmak için temel alarak kullanmayı umuyoruz. | Open Subtitles | نحن نأمل أن نستخدم برهانك كأساس نظري لإقامة جسر من زمن فضائي مماثل للزمن الخاص بنا |
August, cephanemi kurmak için sana güvenebilir miyim? | Open Subtitles | إذاً يا غوست , هل يمكنني أن أعتمد عليك لتبني ترسانتي ؟ |
İki gerçek kurşun oyunu kurmak için ve bir tane de tamamlamak için. | Open Subtitles | طلقتان حقيقيتان لإعداد الخدعة وواحدة فارغة لإكمالها |
Yeni iş kurmak için paraya ihtiyacım vardı. Bu yüzden bir iş daha yaptım. | Open Subtitles | كنت إحتاج المال لأبدأ مشروعي لذا ، قمت بعمل آخر |
Beyin zarimi söktü ve sizinle iletisim kurmak için bilincimin bir versiyonunu yaratti. | Open Subtitles | هو أخذ الحبل الصوتي وأفكاري ليتواصل معك آسف على الإرتباك |
Böyle bir gelin halayı kurmak için insan lazım. | Open Subtitles | وضع زمرة موتى سائرين بهذا الشكل يتطلَّب أناسًا. |
Federasyon kurmak için uğraştığımız onca şeyi yok etti. | Open Subtitles | الاتحاد التجارى دمّر كل ما عملنا بِجهد لبنائه. |