Eğer patlamasına izin verirsek, geride kurtarılacak bir şey kalmaz. | Open Subtitles | إذا سمحنا لها بالانفجار لن يتبقى شيء لننقذه |
Dışarı çıktığımızda orada kurtarılacak hiçbir şey olmadığını fark ettik, bu yüzden gittik. | Open Subtitles | وعندما خرجنا رأينا أن شيئا لم يبق لننقذه... ... لذا رحلنا. |
Pekâlâ arkadaşlar, geriye kurtarılacak hiçbir şey kalmamış. | Open Subtitles | حسناً لم يبق شيء لننقذه |
Savaşta bir lider kurtarılacak ve kurtarıcısı günün birinde liderlik edecek. | Open Subtitles | في المعركة، سوف ينقذ القائد... ومنقذه سوف يصبح القائد في يوماً ما. |
Diğeri. "Bir lider kurtarılacak..." Diye devam eden. | Open Subtitles | الآخر.. " القائد سوف ينقذ" وهكذا... |
Bazı bebeklerin hayatı kurtarılacak, ve sen de intikamını alacaksın. | Open Subtitles | بعض الأطفال سينقذون وأنت سَتَحْصلُ على باونِكَ مِنْ اللحمِ |
Bu Demir Askerleri şimdi kullanırsam milyonlarca hayat kurtarılacak! | Open Subtitles | الملايين من الحياة الأبرياء سينقذون إن إستعملت الجنود الحديدية الان |
- kurtarılacak bir başka masum. | Open Subtitles | بريء آخر لننقذه ! |