Susun, çocuklar. Yemi yutacak mı görmek istiyorum. Bakalım kurtarılmaya değer mi. | Open Subtitles | هدوء، أريد معرفة صدقها لاعرف ما إذا كانت تستحق الإنقاذ |
Tanrının sınamalarını geçtik ve insanlığın hala kurtarılmaya değer olduğunu kanıtladık. | Open Subtitles | "لابد أن نجتاز امتحان الرب ونُثبت أن البشرية لاتزال تستحق الإنقاذ" |
Tanrı'nın sınavını geçmeli ve insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamalıyız. | Open Subtitles | "لابد أن نجتاز امتحان الرب ونُثبت أن البشرية لاتزال تستحق الإنقاذ" |
İstasyon'un kurtarılmaya değer olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الحكومة تعتقد أن المركز 51 يستحق الإنقاذ |
Eyalet, 51. İstasyon'un kurtarılmaya değer olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الحكومة تعتقد أن مركز الإطفاء 51 يستحق الإنقاذ |
kurtarılmaya değer miyim? | Open Subtitles | هل أنا مهمة بالنسبة لك ؟ |
Tanrı'nın sınavını geçip insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamamız gerek. | Open Subtitles | لابد أن نجتاز امتحان الرب ونُثبت" "أن البشرية لاتزال تستحق الإنقاذ |
Tıpkı sizler gibi biz de insanlık kurtarılmaya değer mi diye sınava tabi tutulduk. | Open Subtitles | ومثلكم تماماً تم اختبارنا لمعرفة إذا ما كانت البشرية تستحق الإنقاذ |
Tanrı'nın sınavını geçip insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamalıyız. | Open Subtitles | "لابد أن نجتاز امتحان الرب ونُثبت أن البشرية تستحق الإنقاذ" |
Bu ilişkinin kurtarılmaya değer olduğunu düşünen ve iyileşen bir deşici. | Open Subtitles | ممزق تائب، والذي يظن هذه العلاقة تستحق الإنقاذ. |
Belki okyanus seni Tanrılara götürmüştür çünkü kurtarılmaya değer birini görmüştür. | Open Subtitles | ربما أخذك المحيط لهم لأنك شخص تستحق الإنقاذ |
Tanrı'nın sınavını geçip insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamamız gerek. | Open Subtitles | لابد أن نجتاز امتحان الرب ونُثبت" "أن البشرية تستحق الإنقاذ |
- Kimse kurtarılmaya değer olduğunu düşünmedi. | Open Subtitles | لم يعتقد أحد آخر أنك تستحق الإنقاذ |
Nikita, bu kız kurtarılmaya değer. | Open Subtitles | -نيكيتا) تلك الفتاة تستحق الإنقاذ)" " |
Çünkü o kozalardan çıkmış biri kurtarılmaya değer mi bilmiyorum. | Open Subtitles | لإنى لا أعرف إذا كان أى أحد خرج من تلك الشرانق يستحق الإنقاذ. |
Ama sonra Steve ortaya çıktı ve Sam'in kurtarılmaya değer olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكن عندها ظهر (ستيف) لي و جعلني أدرك أن (سام) يستحق الإنقاذ |
kurtarılmaya değer olduğu konusunda onu ikna edersen dönecektir. | Open Subtitles | سوف فعل لو أقنعته أنه يستحق الإنقاذ |
Annalise müvekkilinin kurtarılmaya değer olduğunu düşünüyorsa, onu kurtarırız. | Open Subtitles | إن آمنت (آناليس ) بأن الموكل يستحق الإنقاذ ، إذا ننقذها |
Ama Samuel kurtarılmaya değer. | Open Subtitles | ولكن (صامويل) يستحق الإنقاذ |
- kurtarılmaya değer miyim? | Open Subtitles | ّ هل أنا مهمة بالنسبة لك ؟ |
Bu ülke inanca sırtını dönmeye devam ettikçe, kurtarılmaya değer bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | إذا استمرت هذه البلاد بإعراضها عن الدين فلن يكون هناك ما يستحق الانقاذ |