O kuru üzümleri televizyonda gördün mü? Şarkı söyleyip dans edeni? | Open Subtitles | هل رأيت ذلك الزبيب في التلفزيون , ذلك الذي يغني ويرقص ؟ |
Frances, aşçıya kuru üzümleri ıslatmasını söyledin mi? | Open Subtitles | فرانسيس,هل طلبت من اووك ان تنقع الزبيب ؟ - بالطبع يا امى |
Çünkü sen kuru üzümleri seversin. | Open Subtitles | ولأنك تحب الزبيب على الرغم من أنها عنب |
Bu, gevrekteki bütün kuru üzümleri yediğin içindi. | Open Subtitles | هذا من أجل تناول جميع الزبيب من زبيب "بران" |
kuru üzümleri aldın ya da almadın... | Open Subtitles | سواء أخذت الزبيب أم لم تأخذه... |
Sadece üzgün olduğumu söylemek için aradım ve o kuru üzümleri gönderdiğin için teşekkür etmek için. | Open Subtitles | أود أخبارك بآسفي واشكرك لأنك أرسلت لي (الزبيب) |
Kuru üzüm sevmem, kuru üzümle çıkmayı sevmem Morgan Freeman'ın yüzündeki kuru üzümleri sevmem. | Open Subtitles | لا أريد مواعدة الزبيب. فأنا أمقت الزبيب الذي (على وجه (مورغان فريمان. |
Obama'nın yüzünde yeni çıkan kuru üzümleri sevmem. | Open Subtitles | لا أحب الزبيب الجديد (الذي على وجه (أوباما. |
Şimdi de kuru üzümleri ekliyoruz. | Open Subtitles | ونضيف الآن الزبيب فحسب |
- Çünkü, ona kuru üzümleri sordum. | Open Subtitles | -لأنني سألته عن الزبيب |
Sana gönderdiğim kuru üzümleri aldın mı? | Open Subtitles | هل حصلت على (الزبيب) الذي ارسلتهُ إليك؟ |
kuru üzümleri sever Bart. Onu kuru üzüm ver. | Open Subtitles | انها تحب الزبيب(بارت) أعطها ألزبيب |
Sen bana o kuru üzümleri yolladın. | Open Subtitles | لقد ارسلت لي (الزبيب) |
- Bunlar sana ait değil. "Birdwell'in kuru üzümleri. | Open Subtitles | هذا ليس زبيبك - زبيب بيردويل - |
Sana kuru üzümleri gönderdim, Billy. | Open Subtitles | يالها من حبّات (زبيب) |