Eğer bu kurumun bizim için çalışmasını istiyorsak, bürokrasiyi çekici hale getirmek zorundayız. | TED | إن أردنا لهذه المؤسسة أن تعمل لأجلنا، علينا أن نعمل لجعل البيروقراطية جذابة. |
Ve bence daha da önemlisi burada sergilenen ve anlaşılan bütün fikirler, müthiş ortak çalışmadan ötürü kurumun kullanabileceği fikirler. | TED | و، الأكثر أهمية، أعتقد، الأفكار التي يتم عرضها وتحقيقها هنا، هي أفكار تستطيع المؤسسة إستخدامها كأساس لأنها تأزر رائع. |
değil. Buradaki çekişme, kurumun imkan sağlayıcı tarafı ile, kurumun engel olma niteliği arasında. | TED | والتوتر هنا بين المؤسسة كشكل يتيح الفرص والمؤسسة كمعيق لذلك. |
- Ne kadar bilgi sahibi olduğunuzu bilmiyorum, ama bu kurumun iç işi. | Open Subtitles | انا لست متأكد من كميه المعلومات التى لديك حول هذا الامر ولكنه من عمل الوكاله |
Birden çok federal kurumun dışında, Khan'ın başka düşmanları da var. | Open Subtitles | حسنا,بجانب عده وكالات فيدراليه خان لديه أعداء أخرين |
Herkes için yapılırlar, yani herhangi bir kurumun kurallara saygı göstermemesine izin verilmez. | TED | تم وضعها من أجل الجميع، لذا لا يسمح لأي مؤسسة ألا تحترم القواعد. |
Ama dağılımın bu tarafında, dünyanın Psycho Milts gibi sadece bir tane fotoğraf gönderen insanları sözkonusuysa, bu da kurumun engel olma özelliğini ortaya çıkarır. | TED | لكن عندما تكون هنا حيث كل بسايكو ميلت وأقرانه في العالم يضيفون صورة واحدة كل مرة، تصبح المؤسسة عائقاً. |
Bu kurumun sadece Amerika Birleşik Devletleri için değil dünya için çok önemli görevleri var. | TED | وهذه المؤسسة ستلعب دورا محوريا ليس فقط في الولايات المتحدة ولكن في العالم كله |
Aslında, akıl sağlığının ileri düzey olması bu kurumun aradığı başlıca özelliklerden birisi değil. | Open Subtitles | فى الواقع, السلامة العقلية ليست من المؤهلات لتلك المؤسسة |
kurumun bütün işleyişine tanık olduktan sonra burada çalışan insanlar hakkında düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بعد أن شهد العملية برمتها لهذه المؤسسة , بدأ لتر إلى التساؤل عن الناس الذين شكلوا الموظفين. |
Ve, katı disiplin ile kurumun kurallarını, yönetmeliğini izlersiniz. | Open Subtitles | واتباع قوانين وتعليمات هذه المؤسسة بانضباط صارم |
Neden kim olduğundan nefret eden bir kurumun parçası olmak istiyorsun? Tamam mı? | Open Subtitles | بفهم لم تريدين أن تكوني جزءاَ من المؤسسة التي تكرهك |
Bu kurumun eski bir görevlisi ve de iyi eğitimli bir asker olarak, sivillerin buraya girmesinin, kurallara aykırı olduğunu biliyorsundur. | Open Subtitles | كعضو سابق لهذة المؤسسة و جندي شرف ربما تستطيع شرح لهؤلاء المدنيين |
Ama bu kurumun senin geleceğin olmasını istiyorsan Charles'ın bunun bir parçası olmayacağına dair senden bir güvence almalıyım. | Open Subtitles | ولكن إذا أردتي هذه المؤسسة في المستقبل فسأحتاج لضمانات أن تشارلز لن يكون جزءً منها |
Buradan baktığımda görüyorum ki bu kurumun önemi gerek buradaki gerekse diğer tüm itfaiyecilerin buradan çıkmasından geliyor. | Open Subtitles | عنما أنظرُ حول هذه الغرفة. أفكر في أهمية هذه المؤسسة على جميع الأطفائيين هنا |
Ayrıca üstat, umarım seni veya bu büyük kurumun değerlerini hayal kırıklığına uğratmamışımdır. | Open Subtitles | ومايسترو، وآمل أن لا أخيب ظنك. أو قيم هذه المؤسسة العظيمة. |
Bu kurumun 12 yıllık itibarını mahvetmenize izin vermem! | Open Subtitles | لن أسمح لكِ بتلطيخ سمعة هذه المؤسسة المبنية خلال 12 عام |
Ayrıca 9 yıllık dönem içinde bu kurumun yüklü miktarda parasını çoktan rahmetli olmuş amcanın hesabına aktardın. | Open Subtitles | في نقل كميات كبيرة من الأموال من هذه المؤسسة إلى حساب بنكي التابع لعمـُـك الطبيب المتوفي والذي يحمل نفس أسمك |
kurumun içinden birinin Palmer olayıyla ilgisi olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هناك عنصر داخل الوكاله متورط بهذا الامر ضد "بالمير" |
Şidmi bana üç farklı kurumun nasıl tam saati bilip tuzak kurduğunu ve nasıl herkesi aldığını açıkla. | Open Subtitles | لذا اشرح لي كيف لثلاثة وكالات مختلفة كان لديها الوقت لتأتي وتعتقل الجميع. |
150 yıllık bu kurumun bir parçası olmaktan gurur duymalısınız! | Open Subtitles | لكم الفخر لأنكم ستكونون جزءاً من مؤسسة بعمر المائة والخمسين عاماَ |
kurumun yeni sahipleri bazı değişiklikler yapmak istiyor. | Open Subtitles | الملاك الجدد يطلبون إجراء تغييرات في مؤسستنا |