Araplar, kampta kuskus hakkında hikâyeler anlatıyorlardı ve beni adeta büyülediler. | Open Subtitles | هؤلاء العرب ، يروون قصصا عن الكسكس في المخيم لقد فتنوني |
Tüm bu yeni insanlar kuskus, tofu ve çiğ sebzeden başka... —...bir şey yemiyor, bu da doğamı bozuyor. | Open Subtitles | الوافدون الجدد إلى البلدة لا يأكلون سوى الكسكس والتوفو والخضار النية، ويدمّرون بيئتي |
kuskus oldu mu dünyayı gözüm görmüyor. | Open Subtitles | إذا وُجد الكسكس فإن العالم يختفي من أمامي |
Açılış gecesinde, bir kuskus için iki saattir bekliyoruz. | Open Subtitles | في ليلة الافتتاح، يجعلوننا ننتظر ساعتين من أجل كسكس بالسمك |
İncirli domuz jambonu, biberli tavuk, kuskus ve ahududu. | Open Subtitles | شرائح اللحم بالتين دجاج بأوراق الروزماري وسميد مبخر كسكسي وتوت |
İnternette kuskus tarifi ararken işinle ilgilenmeyi unuttun. | Open Subtitles | إنتِ مشغولة جداً في البحث عن وصفة "كوسكوس" في الإنترنت إنكِ لا تعتنين بعملك |
İyidir ama kuskus yapamıyor. | Open Subtitles | أنا أحبها إنها ودودة لكنها لا تستطيع إعداد الكسكس |
Yukarıda bırakmış olmalısın. kuskus tenceresini bırakmışsın. | Open Subtitles | .لابد أنك تركته بالخارج لقد تركت قدر الكسكس |
kuskus tenceresini bagajda gördüm. Biliyorum. | Open Subtitles | .رأيتُ قدر الكسكس في صندوق السيارة أعرف أني رأيته |
Yere kuskus dökmeyi denemeyin, çünkü herbir taneyi ayrı ayrı topluyorum ki bunu umursamıyorum, ama gerçekten vaktimi alıyor. | Open Subtitles | لا تحاولون أيقاع الكسكس على الأرض. لأنه سيكون عليّ التقاط كل حبة على حدة. و أنا لا أمانع هذا و لكنه مضيعة للوقت. |
Tavukla biraz kuskus isteyen var mı? | Open Subtitles | بعض الكسكس مع الدجاج هل يرغب احدكم؟ |
Evet ama hiçbiri balıklı kuskus yapmıyor. | Open Subtitles | نعم، ولكن لا يوجد من يقدم الكسكس بالسمك |
Sabırcılık oynayacak ve oturup kuskus yiyecek zamanım yok. | Open Subtitles | لا وقت لدي للصبر وتناول الكسكس. |
Sabır Ya Ali Sabır oynayacak vaktim yok benim oturup kuskus yiyerek zamanımı öldüremem. | Open Subtitles | لا وقت لدي للصبر وتناول الكسكس. |
Doğru. Sen kuskus ne olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | هذا حقيقي ، أنت حتى لا تعرف ما هو الـ"كسكس". |
- Akdeniz kuskus salatası. | Open Subtitles | سلطة كسكس البحر الابيض المتوسط |
Teknede kuskus mu? | Open Subtitles | كسكس على ظهر قارب؟ |
Onun köpeği değiliz ama. kuskus. Renan'ı izliyordum, sersemlemiş ve yavaş gibiydi. | Open Subtitles | لسنا كلابه كسكسي كنت أراقب رينان و بدي مشوش وبطيء الحركة |
Merak ediyordum, evde hiç kuskus var mı? | Open Subtitles | كنتُ أتسآءل ، هل لديك طبق كسكسي ؟ |
Kuzu eti, kuskus ve soslu salata. Neden oturmuyorsun? | Open Subtitles | لحم و كوسكوس و "راتاتولي" ، لماذا لا تجلسين؟ |
Sonra da biraz ortadoğu yemeği, kuskus. | Open Subtitles | ثم سنتناول القليل من الـ(كوس كوس) الشرق أوسطي |
Ama bende kuskus var! | Open Subtitles | نعم لكن أنا لدى"كسكسى"! |
Ali, Arap arkadaşlara gidiyor. Belki kuskus yer. | Open Subtitles | علي سيذهب الى رفاقه العرب, ربما سيعدون له الكوسكوس. |
İyi alışverişler Marge. İrmik alabilirsen Lisa'ya kuskus yaparım. | Open Subtitles | استمتعي بتسوقك للبقالة ، وإن أحضرت السميد ، سأعد الكسكسي لأجل (ليسا) |
Hadi kuskus. Buralar pis kokmaya başladı. | Open Subtitles | لنذهب يا "جشاء"، المكان هنا مقزز |