Yediğim en berbat şeydi. Niye kustuğumu sanıyorsun? | Open Subtitles | أسوأ أكلة أكلتها في حياتي لماذا تراني أتقيأ إذا؟ |
Yediğim en berbat şeydi. Niye kustuğumu sanıyorsun? | Open Subtitles | أسوأ أكلة أكلتها في حياتي لماذا تراني أتقيأ إذا؟ |
11 buçukta arayıp deli gibi kustuğumu söyledim ve 12:45'te, aradım ama öğürme sesinden başka ses çıkarmadım. | Open Subtitles | عند 11.30 إتصلت و قلت أنني كنت أتقيأ بشدة عند 12.45 إتصلت و لم أفعل شيئا سوى التنفس بثقل |
Yaptığın her şey kiminle yattığım ya da nereye kustuğumu yayman ya da Dekan Berube'ye Pete Fairman'ı öldürdüğümü söylemen her şeyi bağışladım çünkü bir gün büyüyeceğini düşündüm ama Yale ve basın bülteni hakkındaki haberi "Dedikoducu Kız"a vermek. | Open Subtitles | كُلّ شيء عَملتيهَ نشر اشاعات على من قمت بعمل علاقة معهم في أي ممر تقيأت |
Bunu yemeyeceğim. Tuvalete döküp babama kustuğumu söyleyeceğim. | Open Subtitles | لن أتناوله، وإنما سأصبه في المرحاض ثم أخبر أبي أنني تقيأت |
Hemşire kustuğumu ve kusmuğumun yeşil olduğunu sana söyledi mi? | Open Subtitles | الممرضة أخبرتك أنى تقيأت وكان لونه اخضر؟ |
iyi misin? Leo kustuğumu duydu ve yemeği benim hazırlamam konusunda endişelendi. | Open Subtitles | (ليو) سمعني وأنا أتقيأ وخشي على الأكل |
Ve doğrusu bizi kutlayan ve filmin onaylandığını söyleyen o telefon görüşmesinde gerçekten kustuğumu hatırlayabiliyorum. | TED | وأستطيع أن أتذكر ، في الواقع ، عندما تلقيت مكالمة هاتفية لتهنئتي ، ليخبروني بأن الفيلم موافق عليه ، كنت في الحقيقة قد تقيأت. |
Mickey'e kustuğumu söyleme bu arada. | Open Subtitles | مهلًا , لاتخبري "ميكي" أنني تقيأت, بالمناسبة. |
Baba, sen herkese her şeyi söylüyorsun. Moe bile dişçideyken kustuğumu biliyor. | Open Subtitles | أبي ، تخبر الجميع بكل شيء ، حتى (مو) عرف عندما تقيأت على طبيب الأسنان |