ويكيبيديا

    "kusurlu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • معيب
        
    • عيوب
        
    • خلل
        
    • معيبة
        
    • ناقصة
        
    • عيب
        
    • معيوب
        
    • العيوب
        
    • معيوبة
        
    • مكتمل
        
    • ملوثة
        
    • ناقص
        
    • الخلل
        
    • نمى
        
    • الملوث
        
    Erken boşalma, kusurlu prezervatif ya da katilin kızı temizlemesi... Open Subtitles إستمناء مسبق , واقي معيب أو ممكن أنه قام بتنظيفها
    Açıkça görülüyor ki bunda kusurlu birşey var. Open Subtitles من الواضح أيضاً أن هناك شيء معيب في هذا الشيء
    Ne de olsa en önemli özelliklerini açığa çıkardı, işletme ve finansın kısıtlamalarını kaldırmak, kamu korumalarını yok etmek, bizi birbirimizle aşırı bir rekabet içine sokmak elbette biraz kusurlu. TED بعد كل شيء، قد كشفت معالمها الرئيسية، التي كانت رفع القيود عن الأعمال والمال، وهدم دور الحماية العامة، ووضعنا في منافسة شديدة مع بعضنا البعض، كأنه لا توجد عيوب تذكر.
    Ve bu, sözcüklerdeki seslerin kusurlu bir temsiliyle sonuçlanır. Farklı boşluk sabiti olan bir mekanizma ile normal olmayan farklı bir strateji. TED وهذا يؤدي إلى خلل في تمثيل أصوات الكلمات ، غير طبيعي ، استراتيجية مختلفة، من قبل جهاز يحتوي على مساحات مختلفة ثابتة.
    Ne dediğimi duyuyorsunuz. Bu kusurlu bir şaheser. TED تستطيعون ان ترون ماذا قلت بهذا الخصوص.كانت تلك تحفة معيبة.
    Kendi gerçekliğimiz, ideal Formlar'ın kusurlu kopyalarından oluşur. TED يتألف واقعنا من نسخ ناقصة من الأشكال المثالية.
    Bence buradaki önemli nokta hepimizin kusurlu olduğunu kabullenmek. TED وأعتقد أن النقطة الهامة هنا هو الاعتراف بأن كل واحد منا لديه عيب
    kusurlu aşkların dünyasına olan ihtiyacın... bütün yaşam tükenene kadar damarlarını tıkamaya devam edecek. Open Subtitles حاجتك الي عالم يكون ..... ،فيه الحب معيوب ،سوف تسدّ شرايينك باستمرار .حتي تنتهي حياتك
    Ömürlerini kısaltmak için klon DNA'larını kusurlu yaptık. Open Subtitles وضعنا بعض العيوب فى نسخة الحمض النووىّ لمنحها حياة ممتدّة قصيرة
    Kardeşim Eddie ilköğretim okullarına kusurlu su püskürme sistemleri satar. Open Subtitles أخي كان يبيع رشاشات مياه معيوبة إلى المدارس الإبتدائية
    Belki de bunun nedeni adaletin sonunda işin 12 kişinin kararına bağlandığı kusurlu bir kavram olmasıdır. Open Subtitles ربما لأن العدالة مفهوم معيب يتلخص في النهاية إلى قرار يتخذه 12 شخصاً.
    Vali Meclis Başkanları'na teşekkür edip Hayat Arkadaşlığı yasasının kusurlu olduğunu fark ettiğini ve yasayı değiştirme taraftarı olduğunu söylese nasıl olur? Open Subtitles ماذا عن أن المحافظ يقول أنه بفضل الملاّك. قد أدرك أن قانون الشراكة المحلى معيب. وهو يعتزم دعم تغيير القانون.
    Ve bize söylediklerine dayanarak, bu bir kusurlu ürün. Open Subtitles وبناء على ما لديك قال تبين لنا، أنه منتج معيب
    Planın biraz kusurlu, ama boş ver, kimse mükemmel değildir. Open Subtitles الخطة بها عيوب بسيطة، لكن لا يوجد شخص مثالي.
    "H.K.," iç tarafından hafif kırıntılı veya kusurlu demek. Open Subtitles ما تتحدّث عنه هو وجود عيوب داخلية طفيفة بالماس أو محتواه
    Basitçe söylersek ölü adamın semptomları tasarımlarının kusurlu olduğunu gösteriyor. Open Subtitles أساساً الأعراض في الرجل تظهر كأن لديه خلل في التركيب
    Basitçe söylersek ölü adamın semptomları tasarımlarının kusurlu olduğunu gösteriyor. Open Subtitles أساساً الأعراض في الرجل تظهر كأن لديه خلل في التركيب
    İşte bu çukur ve kırpıntı meseleleri yüzünden elle tekrar sayımın kusurlu olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles مشكلة التشاد المدمل هي بالضبط سبب إعتقادنا أن الفرز اليدوي في أصلها معيبة
    Fena değil diye düşünebilirsiniz. Ama bu yöntem, kusurlu ve nihayetinde güvenilmezdir. Open Subtitles لكن كانت هذه الطريقة ناقصة ولم يُعتمد عليها في النهاية
    İkinci testle sana aradığın cevabı verdim ama aslında o hikayenin kusurlu bir kurgusu var. Open Subtitles في الأختبار الثاني، إنني أعطيتك الإجابةالتيكنتتبحثعنها .. لكن هذه القصة لديها عيب.
    Bütün köpekler bulldoglar gibi bütün sıkıştırma işlemleri de Nucleus gibi kusurlu değil. Open Subtitles مقصدى ان ليس كل الكلاب بشعيين مثل هذا ال" بول دوج" ليس كل الضغط معيوب كالنواه
    Ve Tanrı Musa'ya dedi: onlara de ki gelecek kuşakların... kusurlu evlatları Tanrı'nın cennetine giremez. Open Subtitles أنهناكأجيالفيالمستقبل.. الذين لديهم بعض العيوب الخلقية ليسوا مؤهلين لتناول طعام الأخرين
    Eğer kusurlu mermi yapıyorsa ve onları tedarik zincirine sokma yolu bulduysa... Open Subtitles إذا كان يبني قذائف معيوبة خاصة به و كان له طريقة ليدخلها لسلسة التزويد...
    Yani insan olarak gelişimini tamamlayamamış ve hâlihazırda sizin vücudunuzdan beslenen kusurlu bir ikiz. Open Subtitles ـ أنه توأم غير مكتمل النمو لم يتطور إلى شخصٍ كامل لكنه بقي ينمو متغذياً من جسمك
    Zincir bir hastanenin kasıtlı olarak kusurlu bir kalça protezi takmasıyla devam ediyorum. Open Subtitles بالإنتقال للسلسلة الطبية التي تزرع أطراف صناعية ملوثة عن عمد
    Bu kusurlu ve yetersiz olduğunu düşünme özellikle--- Sadece bir gençlerle konuşun. TED ذلك الشعور بكونك ناقص ومَعْيُوب منتشر بكثرة فقط تحدث مع الشباب
    Araştırmamız, suçluların kusurlu amigdalalarını gösteren MR taramalarını mahkemeye kanıt olarak sunmalarını ve cezadan kurtulmalarını ileri sürmüyor. TED وبحثنا هذا لا يقترح أن يستخدم المجرمون نتائج الفحص الذي أخضعناهم له كدليل أمام المحكمة لكي يتم الإفراج عنهم بسبب الخلل في الأميجدالا لديهم
    Ve kusurlu biçimde büyümesinin sebebi, bebek beyninin yaşamının erken döneminde makine prosesinin gürültülü olmasıdır. TED والسبب في أنه نمى بشكل سيء هو أنه مبكرا في حياة دماغ الطفل كانت آلة المعالجة مشوشة.
    Maalesef dava sadece kusurlu bir DNA kanıtına dayandığı için ağır suçtan, suçlu bulmayı hükümsüz kıldı. Open Subtitles لسوء الحظ، أن يفرغ هذه القناعة جناية لأنه كان عليه الحال مبنية فقط على أدلة الحمض النووي الملوث.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد