- Buyur. Hocam Kuzey kutbunda altı ay gece, altı ay gündüzdür. | Open Subtitles | مولانا، في القطب الشمالي لديهم 6 أشهر نهار و 6 أشهر ليل |
Kuzeninin bir üssü var bir kale, sanırım, Kuzey kutbunda. | Open Subtitles | قريبُكِ لديه قاعدة إنها حصن، كما أعتقد في القطب الشمالي. |
Bu, ordunun bana verdiği bir kaç mikro meteroit. Bunlar Güney kutbunda içme suyu kuyularından çıkarılıyor. | TED | هذه هي بعض النيازك الدقيقة التي أعطانيها الجيش، وقد حصلوا عليها من آبار الشرب في القطب الجنوبي. |
Ancak Güney kutbunda da bir kutup var ve oraya yaya olarak, yardım almadan, destek almadan, en zor rotadan, 1.500 kilometreye rekor sürede, tarihte herkesten daha fazla yük taşıyarak ulaştık. | TED | لكن يوجد هنالك قطب في القطب الجنوبي و مشينا الى هناك ، دون مساعدة ودون دعم، عبر أصعب طريق مسجلين 900 ميل كأسرع وقت. ساحبين وراءنا أثقل وزن يسحبه شخص في التاريخ |
Ürkünç, bakışlarında çok uzaklara gitmişsin gibi bir ifade var ama o bakışla kuzey kutbunda olman da muhtemel olabilir. | Open Subtitles | رأيت بعض اللوك بنفسي لكن بهذا اللوك تكوني بالقطب الشمالي |
Bir ay önce bugün Orada duruyordum. 90 derece güneyde dünyanın en altının tepesinde: Coğrafi Güney kutbunda. | TED | من شهر واحد بالضبط لقد وقفت هناك 90 درجة جنوبا في قمة اسفل العالم . القطب الجنوبي الجغرافي |
Güney kutbunda büyük bir bilimsel üs var. | TED | في القطب الجنوبي هناك قاعدة علميه وتملك مدرج خاص بها. |
Geçen sene buradayken, sizlere Kuzey kutbunda yaptığım yüzüş hakkında konuşuyordum. | TED | العام الماضي عندما كنت هنا، كنت أتحدث عن السباحة التي أنجزتها بقطع القطب الشمالي. |
Bu söylediklerin Kuzey kutbunda kavga sebebidir. | Open Subtitles | في القطب الشمالي الناس هناك يتعاركون بالكلمات |
96'larda güney kutbunda bulunan biri? | Open Subtitles | الذى وجد في القطب الجنوبى المتجمد في عام 96؟ |
Ben yere düşüp bayılmıştım, sense her nasılsa Kuzey kutbunda ortaya çıkmıştın. | Open Subtitles | لقد أنهيت فقداني للوعي على الأرض، وبشكل ما أصبحت أنت في القطب الشمالي. |
O benim kuzenim Kuzey kutbunda hayat bulan ses hariç Kripton'daki ailemden geriye kalan tek kişi. | Open Subtitles | العائلة الوحيدة التي لدي إضافة إلى ثلج مفصول من القطب الشمالي |
Kuzey kutbunda, bir kar fırtınasına karşı bir kutup ayısını takip ettim. | Open Subtitles | لقد تتبعت أنا الدب القطبي عبر التندرا في القطب الشمالي في عاصفة ثلجية |
Güney kutbunda daha ötesi yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك نقطة أبعد إلى الجنوب من القطب الجنوبي. |
Güney kutbunda neler yaptığımızı araştıran dünya dışı arkeologlar olacak mı? | Open Subtitles | سوف يكون هناك علماء آثار غرباء من كوكب آخر تحاول معرفة ما كنا نقوم به في القطب الجنوبي. |
Bu fotoğraf manyetik kuzey kutbunda çekildi. | Open Subtitles | هذة الصورة الطيفية اخذت في مركز القطب الشمالي المتجمد. |
Bu fotogram manyetik kuzey kutbunda çekilmiş. | Open Subtitles | هذة الصورة الطيفية اخذت في مركز القطب الشمالي المتجمد. |
Güney kutbunda taç deliğine girecek. | Open Subtitles | دخول الفتحة التاجية في ذروة القطب الجنوبي |
Bu gece kuzey kutbunda olmam gerekiyor. | Open Subtitles | نعم. أحتاج للوصول الى القطب الشمالي على الفور ، مثل ، هذه الليلة. |
Gerçek evim Kuzey kutbunda ama eriyor, bu yüzden şimdilik burada kalıyorum. | Open Subtitles | ان منزلي الحقيقي هو في القطب الشمالي لكنه يذوب الان لذا انا اسكن هنا حاليا |
Bu fotoğrafa bakarak benim kuzey kutbunda olduğumu düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا يمكن أن تظني أني كنت بالقطب الشمالي بناء على هذه الصور. |