Ama illaki bir yeni nefesle yorgun ve işine gelmeyen boş bira kutularıyla etrafta dolanan biriyle diri ve capcanlı yeni soluğu karşılaştıracaksam bence hiç de fena bir şansım yok. | Open Subtitles | لكن إذاكان هناك خيار بين الفكر الجديد و نقيب مُتعب وغائب يقود ومعه علب البيره الفارغه |
Amerikan vatandaşları diyor ki, ne cehennem yapıyorsanız orada, kola kutularıyla, Long Dong Ding midir her ne s. kimse artık o şeyle, artık durdurun. | Open Subtitles | المواطنين الامريكيين يقولون أياً كان ماتفعلونه هناك مع علب الكولا و القضيب الطويل و أياً كان إسمه, فعليكم أن تتوقفوا |
Çocuklarınızın bezini çöp kutusuna gazlı içecek kutularıyla atmayı kesin! | Open Subtitles | توقف عن رمي حفاضات طفلك في سلة المهملات مع كل علب الصودا |
Soba küreği, bir de konserve kutularıyla. | Open Subtitles | .... مجرفة فحم , علب الطعام القديمة |
Yani, Nielsen kutularıyla gerçekten eğleniyordum, ama eğer Joe ve Quagmire olmadan bunu yapmam gerekiyorsa bunun hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | أعني, لقد كنتُ أقضي وقتاً ممتعا بصناديق النيلسون تلك ولكن ما الفائدة لو لم أجعل (جوي و كويغماير) يستمتعون معي |
Çöp kutularıyla, farelerle dolu. | Open Subtitles | علب القمامة والجرذان بوفرة. |
Çöp kutularıyla, farelerle dolu. | Open Subtitles | علب القمامة والجرذان بوفرة |
Ve Çin yemeği kutularıyla savaş eder. | Open Subtitles | على علب الطعام الصينى |
Bira kutularıyla mı? | Open Subtitles | مع علب البيرة؟ |
Başka her yer Meredith'in annesinin kutularıyla dolu. | Open Subtitles | كل الأماكن مليئة بصناديق والدة (ميريديث) |