Cesedi başka yerden getirip suyu bozsun diye kuyuya attıklarını söylüyor. | Open Subtitles | لقد أتوا به من مكانٍ آخر ورموه في البئر لإفساد المياه |
Eğer Betsy kuyuya girerse, bu yerden çıkmak için kullanırsın. | Open Subtitles | إذا دخلت بيتسي البئر الذي قمتِ بأستخدامه لترك هذا المكان |
Dathan kuyuya seni göndererek akıllı davranıyor Lilia, aksi halde suyu zehirlenebilirdi. | Open Subtitles | إنها حكمه من داثان أن يرسلك إلى البئر يا ليليا أو لربما يجد ماؤه مسموما |
Bu zamanda kim kuyuya düşer ki? Yani, Queens'de kuyu kaldı mı? | Open Subtitles | من يعلق في بئر في أيامنا فهل من آبار في كوينز ؟ |
Şabat günü kuyuya düşen birini çıkarır mıydın çıkarmaz mıydın? | Open Subtitles | هل تفعلها أم لا؟ هل تسحب الحمار من الحفرة في السبت؟ |
Senin ilahilerini dinleyip dururlarsa, onları kuyuya sokamayız ve o zaman da kuyu üretim yapamaz ve etrafa altın saçamaz. | Open Subtitles | ولا يمكنهم الراحة إن كانوا سيأتون هنا للاستماع لإنجيلك وحينها لا يمكن للبئر أن تنتج وتفيض ذهباً بالأرجاء |
Dathan kuyuya seni göndererek akıllı davranıyor, Lilia. | Open Subtitles | إنها حكمه من داثان أن يرسلك إلى البئر يا ليليا |
Hey çenesi düşük, sen kuyuya bir bak bakalım içinde neler yapabilirsin? | Open Subtitles | هيه, ثرثار. لماذا لاتبدأ بالركض الى ذلك البئر وتنظر اذا كان بامكانك ان تفعلها؟ |
Bir daha kimsenin bu kuyuya... düşmemesini sağlayacağım. | Open Subtitles | سوف يحرصون على عدم سقوط أحد داخل هذا البئر ثانية. |
kuyuya düşen çocuk. Sadece bir oyun olduğunu nereden bildin? | Open Subtitles | الولد الذى كان في البئر من اين عرفت انها كانت مزحة |
Kim bu kötü şöhretli kuyuya ulaşabilirse ona tek bir dilek hakkı veriliyor. | Open Subtitles | من يستطع ايجاد البئر سيئ السمعة يحصل علي أمنية واحدة |
Sanki sonsuz zaman önceydi, bu kuyuya ulaşmak için uzun ve zorlu bir savaş verdik. | Open Subtitles | منذ سنوات عدة، حاربنا بجد و لمدة طويلة لنصل إلي هذا البئر |
Jodie ve losyonla kuyuya düşen küçük köpeğin olduğu film hangisiydi? | Open Subtitles | ما اسم الفيلم مع جودى والكلب يسقط فى البئر |
Bir yerlerden getirip kuyuya atmışlar... suyu kirletmek için. | Open Subtitles | لقد أحضروه من مكان آخر و قاموا برميه في البئر لإفساد المياه |
Şişman piçin yanına kuyuya atardı. | Open Subtitles | كان ليرميها في البئر مع ذاك الوغد البدين |
Belki de suyu satanlar, Onu kuyuya attı. | Open Subtitles | ربّما هم من رموا الرجل في البئر حتّى يتمكّنوا من بيع الماء |
Ama bir kuyuya düşseydim ve bir daha benden haber alınmasaydı daha güvenli olmaz mıydı? | Open Subtitles | ولكن, الا يكون اكثر امانا ان اسقط داخل بئر ولا يُسمع عنى مرة ثانية ؟ |
Genç bir kızın 15 metrelik bir kuyuya düştüğünü duydum. | Open Subtitles | انا للتو سمعت بأن فتاة سقطت في بئر عمقه خمسون قدما |
Oğlunuz kuyuya düşmek için kötü bir zaman seçti. | Open Subtitles | اختار ابنك وقتاً غير مناسب للسقوط داخل بئر. |
Mübarek bir kuyuya atılmanızı istediyse iş bitiyor. | Open Subtitles | إذا أراد مُبارك أن يلقيك في حفرة فتلك هي الحفرة. |
kuyuya kadar gidip size biraz su getireyim o halde, değil mi? | Open Subtitles | فقط سأسير كل الطريق للبئر لأعثر على بعض الماء، وسأعود |
Yol boyunca kötü büyücünün zebanileri Deniz'i babasından çalmak ve lanetli kuyuya atmak istediler. | Open Subtitles | حاولت الساحرة ووحوشها على طول الطريق خطف دينيز وقذفه بالبئر الملعون |
Bu arada, California, Fresno"da... maden mühendisleri, Ricky"nin içine düştüğü sanılan kuyuya paralel... bir kuyu açma çabalarını sürdürüyorlar. | Open Subtitles | ((( في هذه الاثناء ف يكاليفورنيا ))) ((( مازال مهندسين التعدين يحاولون حل مشكلة العمود))) (( الذين يتعقدون ان نيمو مان محاضر اسفله داخل الحضيره )) |
Bir çaydanlık kuyuya düştü. | Open Subtitles | قِزم سقط من على الحائط. |
"Kızlar kuyuya su almaya gelince" | Open Subtitles | لما ناقلو الماءَ ياتو إلى البئرِ لمَلْئ قدورِهم |