Babam benimleydi, üç amcam ve kuzenlerimle birlikte. | Open Subtitles | أبي كان معي، وثلاثة من أعمامي وأربعة من أبناء عمي |
demesidir. Ve bu kuzenlerimle daha önceki iletişimlerimizde oluyordu. Ve şimdi kendi odalarında bunu yapabilirler. | TED | وهذا ما كان يحدث مع تفاعل أبناء عمومتي سابقا و بإستطاعهم الآن فعل ذلك مع حميمية غرفتهم الخاصة |
Belli ki daha önce kuzenlerimle kahvaltıya gitmemişsin. | Open Subtitles | من الواضح أنك لم تذهب لإفطار متأخر مع أبناء عمومتي أبداً |
Büyükannem kuzenlerimle bana hasta olduğumuzda böyle yapardı. | Open Subtitles | جدتي اعتادت فعل هذا لي ولأبناء عمومتي عندما نكون مرضى |
Hadi gidelim. kuzenlerimle tanış.. | Open Subtitles | هيا بنا تعالوا لمقابلة أبناء عمومتي |
Demek oluyor ki dilimin romantik dilleri konuşabilmem için kendini bükebilmesi gerçeğini inkar etmeden veya bunu egzotikleştirmeden yapabilmemdir. (Zılgıt Çekmek) Bu şu demek: (Tezahürat) (Alkış) Annemle birlikte inek otlatmam veya kuzenlerimle odun kesmem, VIP salonlarına, çatı katı partilerine, şarap eşleştirilmiş yemeklere alışmış olsam da beni daha az ünlü veya eşcinsel yapmaz. | TED | إنه يعني تكريم حقيقة كون لساني يستطيع أن يتلوى للتحدث باللغات الرومانسية دون إنكار أو الاستغراب من حقيقة قدرته على فعل هذا حين أكون في حالة تأثر: (زغردة) هذا يعني... (هتاف) (تصفيق) هذا يعني أن وسم الماشية مع أمي أو تقطيع الحطب مع أبناء عمومتي لا يجعلني أقل روعة أو تحررًا جنسيًّا، بالرغم من كوني الآن اعتدت المساءات على الشرفة والقوائم المرفقة بالنبيذ وصالات كبار الشخصيات. |