Pakistan'dan tut da, Kuzey Kore'ye kadar herkesin görevi var. | Open Subtitles | هناك تعاملات له هنا مع الجميع من الباكستان لكوريا الشمالية |
Bu komşularımıza nazaran Kuzey Kore'yi geceleri gösteren bir uydu resmiydi. | TED | هذه صورة من الأقمار الصناعية لكوريا الشمالية في الليل مقارنة بدول الجوار |
Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki sınırı geçmek neredeyse imkansızdı. | TED | من المستحيل تقريباً أن يعبروا الحدود بين كوريا الشمالية وكوريا الجنوبية |
24 yıl önce hayatımdaki en ilginç gezilerimden birini Kuzey Kore'ye gerçekleştirdim. | TED | منذ 24 سنة ذهبت في أكثر رحلاتي إثارة للدهشة عبر كوريا الشمالية. |
Görevi Kuzey Kore'de yakalanan Çin altınları bulmaktı. | Open Subtitles | مهمته كانت استعادة ذهب صينى مُخبأ تم الإستيلاء عليه فى كوريا الشماله |
Kuzey Kore ile Çin arasındaki bir zirveyi mahfetmeye çalıştı. | Open Subtitles | هو حاول ضرب اسفين بين كوريا الجنوبية والصين. |
İran, Burma, Küba ve Kuzey Kore'yle anlaşmalar yapıyorlar. | Open Subtitles | وإجرائهما لصفقاتٍِ مع إيران و بورما و كوبا و كوريا الشماليّة |
Şu an Kuzey Kore ordusunun 766. | Open Subtitles | جيش شمال كوريا لديه الآن جنود الطليعة الـ 766 |
Size beyefendilerim diye sesleniyordum, ama Kim Jong-Un'un acımasız Kuzey Kore'sinde kibar olmak iyi bir şey mi ki? | TED | لقد كنت اناديكم رجالي النبلاء، لكنني لا اعلم ان كان النبل في حكم كيم جونغ ون القاسي لكوريا الشمالية امرا جيدا. |
Kuzey Kore'de aldığı bir emri uygulamaya koydu, bir hafta önce. | Open Subtitles | داخل القيادة العليا لكوريا الشمالية أُعدِم منذ اسبوع |
Bir seferinde gizlice botla Kuzey Kore'ye geçmeye çalışmış. | Open Subtitles | تسللت في مركب مرة محاولة للوصول لكوريا الشمالية |
Kuzey Kore'nin misilleme yapacak nedeni kalmaz. | Open Subtitles | ولن يكون لكوريا الشمالية اى حجة للانتقام |
Joyce Kim'le ayrılmadın. Kuzey Kore'ye iltica etti. | Open Subtitles | لم تنفصل عن جويس كيم هي من فرت لكوريا الشمالية |
Kurbanlarından iki ya da üçü CWG için çalışıyordu ve Kuzey Kore'ye naklinden sorumlulardı. | Open Subtitles | 2 او 3 من ضحاياه عملوا لصالح سى دبليو اس و كانوا مسئولين عن انتقاله لكوريا الشمالية |
Kuzey Kore, ulus kılığına girmiş bir Sovyet çalışma kampı. | TED | كوريا الشمالية هي عبارة عن معسكرات عمل تتظاهر بانها دولة. |
Başkan,Kuzey Kore'den olan küçük bir grupla gizli bir buluşma için geliyor. | Open Subtitles | الرئيس قادم من أجل اجتماع سري.. مع مجموعة صغيرة من كوريا الشمالية. |
Kuzey Kore'de olan savaşın tamamen Amerika'nın suçu olduğunu anlayamıyor. | Open Subtitles | التي الحرب في كوريا الشمالية كان كليّا العيب الولايات المتّحدة. |
Bence, Bay Kuzey Kore dediğimde, ne demek istediğimi anlarsın. | Open Subtitles | اعتقد انك تعرف ماذا اعني عندما قلت سيد كوريا الشمالية |
Gündemdeki bir diğer konu da Kuzey Kore'de yükselen tansiyon. | Open Subtitles | قضيتنا الكبيرة الأخرى ، هى زيادة التوترات مع كوريا الشمالية |
Fakat Kuzey Kore'deki hayatımın normal olduğunu sanmıştım. | TED | لكن إعتقدت بأن حياتي في كوريا الشمالية كانت طبيعية |
Kuzey Kore'deki biyokimyasal felaket bir çok yeni virüsü ortaya çıkarmış bulunuyor. | Open Subtitles | كارثة كيماوية فظيعة فى كوريا الشمالية اطلق العنان لاضافة امراض جديدة |
Kore doğumluyum. Kuzey Kore mi yoksa Güney Kore mi olduğu hiç önemli değil. | Open Subtitles | وليس مهمًأ إن كانت كوريا الجنوبية أو الشمالية. |
Gavin Briers, Kuzey Kore'deki gelişmelerle karşınızdaydı. | Open Subtitles | (معكم (غافين برايرز (مع تطورات (كوريا الشماليّة |
Kuzey Kore'de nükleer silahlar için acil durum planlarımız var. | Open Subtitles | لدينا خطة طوارئ لأسلحة نووية في شمال كوريا |