"la tanıştım" - ترجمة من تركي إلى عربي

• قابلت
• قابلتُ
• التقيت ب
• وقابلت
• لقد التقيت

Dur! Dinle! 1997'de Leroy'la tanıştım.
توقفي ، توقفي ، انظري قابلت ليروي في سنة 1997

1962'de Oswald'la tanıştım ama 1963'e kadar beni Jack'le tanıştırmadı.
قابلت اوسلود سنة 1962, ولكنه لم يعرفني على جاك الا سنة 1963.

Mark'la tanıştım. İş aradığımı duydu, beni işe aldı.
عندما قابلت مارك وعلم أنني بحاجة إلى عمل فعملت عنده

Dün gece Kyle'la tanıştım, ama onu Casey sandım K.C. değil.
قابلتُ كايل بالأمس لكن ظننته كايسي ليس كا.سي

Okulda başarılıydım. Tıp fakültesine gittim, Simon'la tanıştım.
في المستوي الأخير في كلية الطب قابلت سايمون

Biliyorum ama sonra Sherlock'la tanıştım, öyle basitti ki...
أعرف ، لكن بعد ذلك قابلت شارلوك لقد كان الأمر بسيطا

Uzun zaman önce Bay Books'la tanıştım.
"منذ زمن طويل, قابلت سيد "بوكس .وكان رجلاً مشهورا

Sonra Elenore'la tanıştım ve her şey değişti.
ثم قابلت إليانور .. وعندها تغير كل شيء.. لقد كانت...

Yüksek lisans için buraya geldim. Luc'la tanıştım, evlendim ve burda iş buldum.
جئت إلى هنا لدراستي العليا ، عندها قابلت لويك وتزوجته...

Evet, ona tam oturmuş ki bu çok garip, çünkü Nate Ford'la tanıştım ve sizden 10 santim kadar uzun.
,نعم, وهي تتناسب معه بشكل متناسق ,"وهذا غريب لاني قابلت "نايت فورد .وهو أطول منك بأربع انشات

Ve sonra bir gün İmran'la tanıştım işte o zaman...
ما يوما ثم عمران قابلت عندما ذلك وكان

- ... Marshall'la tanıştım. - Arkadaşım için özür dilerim.
قابلت "مارشال أعتذر بشأن مابدر من صديقتي

Geçenlerde olağandışı Amerikalı şair Ruth Stone'la tanıştım. Şimdi 90'lı yaşlarında, ama bütün hayatı boyunca şiir yazmış. Bana küçüklüğüyle ilgili bir öykü anlattı: Virginia eyaletinde köyde yaşarken, tarlada çalışırmış; bazen bir şiirin, taa ufuktan kendine doğru geldiğini duyup hissedermiş.
لقد قابلت هذا مؤخراً حيث إلتقيت بالشاعرة الأمريكية الإستثنائية روث ستون، التي الآن في منتصف التسعينات من عمرها، وكانت شاعرة طوال حياتها وأخبرتني أنها عندما كانت ترعرع في ريف فيرجينيا، كانت تخرج إلى الحقول، وقد قالت إنها كانت تحس وتسمع شعراً يأتيها من كل المناظر الطبيعية.

Russ'la tanıştım.
حسنا ً , لقد قابلت راس

Sonra Arvin Sloane'la tanıştım.
وبعد ذلك قابلت آرفين سلون

Emily Dinsmore'la tanıştım.
قابلت إيميلي دينسمور

Sonra Bob'la tanıştım. Yeni dişçim.
"ثم قابلت " بوب إنه طبيب أسناني الجديد

Marcus'la tanıştım, o aldı beni işe.
حَسناً، قابلتُ ماركوس وهو إستأجرَني.

Sonra Aidan'la tanıştım ve "insanmışız gibi davranalım" olayına başladık ve ben de bunu düzeltmek istediğimi gerçekten tekrar insan olmak istediğimi unuttum.
ومِن ثمَّ قابلتُ (آيدِن) ولقد انجرفنا في أمر "لنتظاهر بأنّنا بشريّين" هذا نسيتُ بأنّي أردتُ اصلاح هذا، ونسيتُ أنّي أردتُ يقينًا أن أكون بشريًّا مُجدّدًا.

Burada, Portland'da birkaç eski kafa Santeros'la tanıştım.
وقابلت بعض الكهنه القدامي هنا في بورتلاند

Dinle, Paula Zahn'la tanıştım. Paula Zahn bir arkadaşımın garson olarak çalıştığı yerde yiyor. tamam mı? Duygularını incitmek istemiyorum;
لقد التقيت ببولزون، بولزون يأكل حيث صديقي نادله