Tabii, çünkü tam öğlen saati hiç kimse fen laboratuvarının camının kırıldığını duymaz. | Open Subtitles | أجل، لأنّ لا أحد سيسمع صوت تحطّم الزجاج في مختبر العلوم بعد الظهر |
Kocanızın laboratuvarının yakınlarına bile girmeyeceğiz. | Open Subtitles | نحن لن نذهب الي اي مكان بالقرب من مختبر زوجك , حسنا؟ |
Burada, Hava Kuvvetleri radyoloji laboratuvarının geliştirdiği bir iğne var. | Open Subtitles | هناك حقنة قد إخترعها مختبر بيولوجيا سلاح الجو الإشعاعي |
Geminin kuzey kısmında iletişim laboratuvarının yakınına çarptığını söylemiştin. | Open Subtitles | انت قلت ان الإرتطام كان على الجانب الشمالى الداخلى قرب معمل الإتصالات؟ |
İlk seks yaptığımız Washington Üniversitesi laboratuvarının başka bir versiyonu. | Open Subtitles | نسخة أخرى من مُختبر جامعة واشنطون حيث مارسنا الجنس لأوّل مرّة. |
Evet,konumuz kimya laboratuvarının yolunda satıcıların arasına karışmak | Open Subtitles | في ذلك الوقت كنت اتسـلل الى مختبر الكيمياء لارى ما يدور فيه |
Belki bana yardım edebilirsin anti madde laboratuvarının nerede olduğuna dair fikrin var mı? | Open Subtitles | ربما يمكنك مساعدتي ألديك فكرة عن مكان مختبر المادة المضادة؟ |
Seni ayak bileklerinden tutup bilgisayar laboratuvarının camından nasıl sallandırdıklarını? | Open Subtitles | وكيف علّقوا كاحلك خارج نافذة مختبر الحاسوب؟ |
Sylvester? Bir biyoloji laboratuvarının buzdolabından bir şey içeceğimi düşünüyor musun? | Open Subtitles | أتعتقدين حقّاً أنّني سأشرب شيئاً من ثلاجة مختبر بيولوجي؟ |
Dr. Hunter'ın laboratuvarının yeri güvenli bir sunucuda saklanıyordu. | Open Subtitles | كانت مخبأة مختبر موقع الدكتور هنتر على خادم آمن. |
Leeds'in laboratuvarının Atlantic Şehir Park'ında olduğunu söyledin. | Open Subtitles | قلت بأن مختبر ليدز في حديقة مقاطعة أتلانتيك |
Tüm suç laboratuvarının işini yarı zamanda yapacak bir bilgisayar dâhisi tanımıyorsanız hiç şansımız yok. | Open Subtitles | حسنا، إلا إذا كنت تعرف بعض عبقرية الكمبيوتر الذين يمكنهم انجاز عمل مختبر الجرائم بنصف الوقت فحظنا ينفذ |
Bu sabah, sana ve ekibine bilgisayar laboratuvarının bakım için kapalı olduğu söylendi. | Open Subtitles | هذا الصباح انت وفريقك تم اخباركم بأن مختبر الحاسوب مغلق لأعمال صيانة |
Büyükbabanın laboratuvarının raflarında yıllardır duran... zehir kavanozlarını hatırladın mı? | Open Subtitles | ... اتتذكر برطمانات السم تلك على الأرفف فى مختبر جدنا طوال تلك السنين ؟ ... |
Hastanenin toksikoloji laboratuvarının panzehir yapabilmesi için steroit gazı içinde tam olarak ne olduğunu bulmalıyız. | Open Subtitles | لكن مختبر علم السموم بالمستشفى يمكن أن يطوّر الدواء... |
American silahları laboratuvarının, {y.i}Doğu Avrupa'da asırlardır varolan belirsiz bir virüsü keşfetmesiyle bu sıkıntılar başladı. | Open Subtitles | بَدأتْالمشكلةَفي مختبر أسلحةِ أمريكيِ... ... عندماإكتشفَفيروسُغامضُ في أوربا الشرقية... ... كَانَذلكمنذ قرونِ. |
Güzel bir işim vardı. Bir araştırma laboratuvarının sonuç belgelerini bilgisayara işliyordum. | Open Subtitles | حصلت على وظيفة التحول أواخر إدخال البيانات في مختبر أبحاث الرياضة... |
Tesla'nın laboratuvarının bulunduğu binada yangın çıkmıştı. | Open Subtitles | اشتعلت النار في المبني حيث معمل تيسلا |
Ayrıca kimya laboratuvarının anahtarı da bendeydi. | Open Subtitles | كان لدي مفتاح معمل الكيمياء |
Prof. Strange'in laboratuvarının giriş kartını aldığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك أخذت بطاقتي الرئيسية (إلي معمل البروفيسور (سترينغ |
Bu etikete göre bu bir Danimarka laboratuvarının dış ucuymuş. | Open Subtitles | وفقاً لهذه العلامات، فإنّه مُختبر حدودي دانماركي. |