Sen de İskoçya'ya Cassie'yi görmeye gittin ve o orada değildi sen de Lachlan adında bir İskoç çocukla düzüşmeye gittiğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | وانت ذهب إلى سكوتلاند لرؤية كاسي وهي لم تكن هناك وتعتقد بإنها خرجت لتعاشر رجل اسكتلندي اسمه لاكلان |
Şimdilik Lachlan'ı unutman gerekiyor. - Ama-- | Open Subtitles | أَحتاجُك للنِسيان حول لاكلان في الوقت الراهن |
Her neyse, kahve makinesine kaç kaşık kahve koymamız gerekiyor, onu ve sence yaklaşmakta olan şu şeytani olayda Lachlan'ın şampiyonu olmalıyım onu soracaktım. | Open Subtitles | وهل يتعين او لا ان اصبح بطلة لاكلان ضد هذا الشيئ الشرير الذي يقف في طريقنا صباح الخير بو |
Lachlan'ın teklif ettikleri, alanlama ayarları ve çevresel etki bakımından hatalı görünüyor. | Open Subtitles | ما يقترحه لوكلان تماما فشل في تفسير تقسم المناطق و الأثر البيئي |
Yargıç Darren Lachlan, bütün davalarına o başkanlık etmiş. | Open Subtitles | القاضي, القاضي دارين لاكلن لقد قضى في قضاياهم |
Zaten Smallville Lachlan Luthor'larla dolup taşmıyor. | Open Subtitles | حسناً، (سمولفيل) ليست مليئة بـ(لاكولن لوثر) |
Özür dilerim, sen gitmeden önce kafam çok karışıktı ama Lachlan benim için ağır olan şeyler yapmıştı. | Open Subtitles | أنا آسفة لأنني كنت مشتتة جدا قبل ذهابك, ولكن لاكلان التخلص من بعض الأشياء الثقيلة عليّ |
Lachlan arkadaşın Lauren'ı günlerce bir hücreye kapattı. | Open Subtitles | حتى الآن لاكلان يضع صديق جيد، لورين، في زنزانة السجن لعدة أيام. |
Tek ihtiyacım olan sen, bir parça huzur Lachlan'ın yüzükleri taşıması ve bir buket inciçiçeği. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه هو أنت ,قاضي العدل, لاكلان ليحمل الخواتم, و رشات من زنابق الوادي. |
Lachlan'ın kıçını sonra teklemelerim artık. Görüşürüz, çocuklar. | Open Subtitles | انا سوف القن لاكلان درساً فيما بعد |
Lachlan'ın şampiyonu olmak ve yaklaşan şeytani şey konusundaki? | Open Subtitles | بطولة لاكلان بعض الشر قادم لنا؟ |
Anne ve babanı öldürmek suçundan, Lachlan ve Eliza Luthor. | Open Subtitles | قتل أبويك لاكلان و إليزا لوثر |
Oradaki herkes, teninin rengi ne olursa olsun özgürdü ve Lachlan'ın koruması altındaydı. | Open Subtitles | كل شخص هناك، بغض النظر عن لون بشرته، كان حراً ويعيش تحت حماية (لوكلان). |
Pek çoğu Lachlan'ın yanında işe girdi her insanın alması gerektiği gibi, hakettikleri maaşı aldılar. | Open Subtitles | وكثير منهم ظلوا موظفين لدى (لوكلان)، يتقاضون أجوراً مجزية، كما يحق لأي آدمي. |
Eğer biri veya birşey Lachlan'ı hedef aldıysa Lena'yı da hedef almış olabilirler. | Open Subtitles | لو كان هناك شخص ما أو شيء ما يضمر الشر لـ(لوكلان)، فربما كان يضمر الشر لـ(لينا) كذلك. |
Lachlan'ın sahip olduğu bir paravan şirket tarafından satın alınmış. | Open Subtitles | تم شرائه لصالح شركة وهمية مملوكة لـ لاكلن |
Yargıç Lachlan'ın hemen serbest bırakılmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يتم إطلاق سراح القاضي لاكلن في الحال |
Lachlan Luthor adında birini içeri attığınızı hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكر بأنك قمت بحجز شخص اسمه (لاكولن لوثر) ؟ |
Her neyse, Lachlan avare ile tanıştı diye düşünüyoruz ve umuyorduk ki-- | Open Subtitles | على أية حال، نحن نعتقد بأن (لاكولن) قابل المتسكع، وكنا نأمل... |
Lachlan Moore. | Open Subtitles | لكلان مور ماربيلا هو فندقي، مفهوم؟ انا ادير هذا المكان |
Teşekkür ederim, Lachlan. | Open Subtitles | شكراً لك يا (لوكلن) |
Beni kışkırtmaya mı çalışıyorsun, Lachlan? | Open Subtitles | هل تحاول استدراكي , يا لوكلين ؟ |