Buraların evsizlerinde ne havalı lakaplar var yahu. | Open Subtitles | المتشردين في هذه البلدة لديهم ألقاب رائعة. |
Simon Kargafunkel Peaches Berb-at, Nickelback gibi lakaplar taktılar. | Open Subtitles | ألقاب مثل الصيّاح والأحمق، سايمون ويا للفظاعة، فرقة الازعاج. |
Hepimize lakaplar takıldı. | Open Subtitles | اود حقاً ان ابتلع شفرات الحلاقة بدلاً منك كلنا قد تم أعطاؤنا ألقاب لا نريدها |
Benden, takımdakiler için komik lakaplar bulmamı istediler. - İşe yarıyor. | Open Subtitles | أخبروني أن أتخلى عن إطلاق الألقاب المضحكة من أجل روح الفريق |
Çünkü şu ana kadar koyduğunuz bütün lakaplar zekilikle alakalıydı. | Open Subtitles | لأن كل الألقاب التي أطلقتموها علي حتى الآن |
Bana böyle lakaplar takma rahatlığını sana veren her ne ise vermemeli. | Open Subtitles | اياً كان ما يجعلك تشعر بالامان لتنادنى بأسماء مثل هذة لا تفعل |
Bugün de çocuklara lakaplar takılıyor. | TED | وحتى يومنا هذا، الأطفال مازال الأطفال ينادون بأسماء تهكمية. |
İnsanlara karakteristik özelliklerine göre lakaplar takarım. | Open Subtitles | أنا دائما أعطي الناس أسماء مستعارة وفقا لشخصياتهم |
Çok popülerdim. Bana lakaplar takmışlardı. | Open Subtitles | كانت شعبيتي جارفة أطلقوا عليّ ألقاب |
Sevimli lakaplar ve muhteşem sırt sıvazları gördüm. | Open Subtitles | لقد تلقيت ألقاب لطيفه وتدليك رائع للظهر |
Senin gibi biriyle yarışırken... şimdi olduğu gibi... genelde zihnimde o kişinin insan olduğunu unutturan... lakaplar uydururum. | Open Subtitles | عندما تنافس ضد شخص مثلك ... مثل الان ... أنا في كثير من الأحيان ابتكار ألقاب المذلة لهم ... |
Burada isim yok, sadece lakaplar var. | Open Subtitles | لا توجد أسماء هنا فقط ألقاب |
Yeni lakaplar söyle. | Open Subtitles | -أعني ألقاب جديدة |
Çocukken birbirimize tatlı lakaplar takardık. | Open Subtitles | عندما كنا صغاراً، كنا ندعوا أنفسنا بأجمل الألقاب |
Bir takım lakaplar takarak beni onurlandırdılar: | Open Subtitles | وقد شرفوني بالعديد من الألقاب: |
lakaplar, omuza yumruk atmalar, aşinalık. | Open Subtitles | حسنا .. الألقاب .. وخز الذراع .. |
- Bütün bu lakaplar da ne oluyor? | Open Subtitles | ما الذي يحدث مع إلقاء الألقاب هذا؟ |
Bu sabah koridorda iğrenç lakaplar taktılar bana. | Open Subtitles | لقد سميت بأسماء فظيعة في الرواق هذا الصباح. |
O çocukların onu futbol takımından atmasına ve ona korkunç lakaplar takmasına ve kötü davranmasına izin verin. | Open Subtitles | تركت الأولاد يرفسونه من فريق كرة القدم ويدعوه -لقبوه بأسماء مريعه تعني له -ماذا قاموا به الأولاد |
İnsanlara karakteristik özelliklerine göre lakaplar takarım. | Open Subtitles | أنا دائما أعطي الناس أسماء مستعارة وفقا لشخصياتهم |
Biliyor musun, daha önce bunu kimseye söylememiştim Lemon ama Don'la ben birbirimize lakaplar takmıştık. | Open Subtitles | لم أخبر أحداً بهذا من قبل، لكن أنا و(دون) كان لدينا أسماء مستعارة لبعضنا |