Mağaranın tavanında, metrekare başına düşen birkaç yüz larva bir boncuk dizisinden ötekine, lif üretmek için harıl harıl çalışırlar. | Open Subtitles | قد يكون هناك عدّة مئات من اليرقات في متر مربّع واحد لسقف الكهف. ويعملون جميعاً بكدّ منتجين خيطاً تلو الآخر. |
Yumurtalarından çıkıp larva evresine geçince, ve yetişkin hale gelinceye kadar, başlangıçtaki kilolarının 600 milyon katı olurlar. | TED | من حجمها الفقس القليل من البيض، في مرحلتها اليرقات قليلا حتى بلوغهم سن الرشد، وضعوا على 600 مليون مرة زيادة في الوزن. |
Orada larva ve diğer organizmalar düşen böceği parçalara ayırır. | Open Subtitles | حيثُ تعملُ اليرقات وَ باقي الكائنات الحيّة على تحللها. |
larva halini aldığımda, diğer sürüklenenlerin arasına katıldım. | TED | عندما غدوت يرقة انتقلت مع التائهين زملائي |
Salgıları değişikliğe yol açan içerideki larva meşe ağacının dokularıyla beslenir. | Open Subtitles | بالداخل، اليرقة الصّغيرة التي سبّب افرازها التغيير تتغذّى على أنسجة شجرة البلوط. |
Sarı kınkanatlı larva Amerika'ya özgü ve yetiştirmesi kolay. | TED | يرقات الخنفساء الصفراء أصلها في أمريكا وسهلٌ صيدها. |
Ama okyanusun yüzeyindeki sulardan gelen yumurta, larva ve küçük balık bulutuna katıldıklarında onları başka tehlikeler bekliyor. | Open Subtitles | لكن هناك أخطار أخرى تنتظرها بينما تنضم هذه البيوض مع اليرقات و صغار الأسماك |
Gördüğünüz gibi, 14. günde- mago diye bilinen pek çok larva var ama kurtçuk yok. | Open Subtitles | كما ترون اليوم 14 الكثير من اليرقات هناك تعرف بالديدان لكن ليس شرنقات |
Bob yuva imhası, haşere sterilizasyonu ya da larva dağıtımından kaynaklanacak mülk hasarlarından sorumlu değildir. | Open Subtitles | بوب ليس مسؤولا عن ضرر الممتلكات بسبب عملية إبادة ، أو تعقيم ضد حشرات أو تشتيت اليرقات |
Ne böcek var ne de larva ama bu da uğraşmak için yeterli. | Open Subtitles | لا وجود للحشرات و اليرقات لكن هذا شيئاً يجب أن أتعامل معهُ |
Tek bir günde 6 milyara yakın larva ölmüştü. | Open Subtitles | لذلك نحو ستة مليارات اليرقات ماتوا جميعا في يوم واحد. |
larva yaşayan bir konakçıya geçmişse o zaman konakçı besini olur. | Open Subtitles | إذا انتقلت اليرقات إلى داخل مضيف حي حينها يصبح ذلك المضيف هو الغذاء |
Anlıyor musun, Jaffa bir kere larva taşırsa, onun bağışıklık sistemi gibi davranıyor. | Open Subtitles | عندما يحمل الجافا يرقة ستعمل كجهازه المناعي |
Bu, kan dolaşımına larva olarak giriyor, konukçuyla besleniyor... sonra da yumurtalarını bırakmak için ilerliyor. | Open Subtitles | انها تتدفق في مجري الدم وتتحول الي يرقة, وتاقلمنفسهامع العائل, وتضعبيضهافي الجزءالعلويمنالعائل. |
Ama şu an bir larva olarak, görevi beslenmek ve büyümek. | Open Subtitles | ولكن بينما هي يرقة , فمهمتها هي التغذي والنمو |
Yeni bir konuma varınca, larva daha çok ipek üretir ama bu kez lifi aşağıya doğru salar. | Open Subtitles | بوصولها لمكان جديد فتنتج اليرقة حريراً أكثر، لكن هذه المرّة تسمح للخيط أن يتدلّى للأسفل. |
Bu küçük şirin larva büyüyünce neye benziyor merak ediyorum? | Open Subtitles | ترى ما الذي ستنمو تلك اليرقة الجميلة الصغيرة لتصير عليه ؟ |
larva, yerleştiği alt deri bölgesinde bir tümör oluşturur ve etimi kullanarak kendini bir Botfly'a dönüştürür. | Open Subtitles | تُشكّل اليرقة ورماً في المنطقة تحت جلد المضيف، وتستعمل جلدي لتحويل نفسها إلى ذبابة نِبر. |
Mantarlar spor üretti, sporlar da böcekleri çekti. Böcekler yumurtalarını bıraktı, yumurtalar larva halini aldı. | TED | لقد أنتجوا أبواغا، و الأبواغ جذبت حشرات الحشرات وضعت بيوضا. البيوض أصبحت يرقات |
Uçmak için ihtiyaçları olan enerjiyi, henüz nehirde bir larva olarak beslenirken depolamış oldukları yağ stoklarından sağlarlar. | Open Subtitles | يجب أن تستمد الطاقة للطيران عن طريق شحومها المختزنة التي كونتها عندما كانت يرقات تتغذى في النهر. |
Mayıs Sinekleri larva halindeyken, akıntı onları dışarıdan buraya taşımıştı. | Open Subtitles | حملهم التيّار للدّاخل هنا من الخارج كيرقات. |