Hadi, bu yeni lens ile etrafımızdaki dünyayı keşfedelim ve bilgisayar dünyasını yepyeni bir bakış açısıyla anlayalım. | TED | لنقم باكتشاف العالم حولنا باستخدام هذه العدسات الجديدة، ونفهم عالم الكمبيوتر من خلال نظرة جديدة كلياً. |
Sıcaklıklarını koruyacak lens ve aynalara sahip olmaları gerekecektir. | TED | لتتمكن من تجميع ضوء الشمس, يتوجب عليها استخدام العدسات المكبرة أو المرايا لتتمكن من ابقاء نفسها دافئة |
Güneş gözlüğü takabilmek için lens takmak zorunda kaldım. | TED | حصلت على نظارة شمسية حيثُ كان يتوجب علي ارتداء عدسات لاصقة حتى أستطيع ارتدءها. |
Reçeteyle lens bile aldım. | TED | حتى أني حصلت على عدسات لاصقة صُنِعَتْ طبقاً لوصفة طبية. |
İnsanlarda, bu lens havadaki ışık dalgalarını işlemek için kıvrımlıdır. | TED | في الإنسان، تكون هذه العدسة منحنية لمعالجة الموجات الضوئية التي تنتقل عبر الهواء. |
Gözlerimizeki lens saydamdır, ama bu çocuğun kensi opak, bu nedenle etrafı göremiyor. | TED | عدسة العين الطبيعية شفافة و لكن في حالة هذا الطفل,العدسة أصبحت معتمة و بالتالي لا يستطيع رؤية العالم. |
François lens'teki bir ilkokulda 5. sınıfta okuyordu. | Open Subtitles | لقد كان في السنة الخامسة في المدرسة الإبتدائية في لينس |
Ancak bu tekniğin bir yıl boyunca günlük lens takılan gözlere zarar verme olasılığı halen fazla. | TED | بينما هذا الأسلوب أقرب أن يلحق الأذى بالعيون لأولئك الذي يرتدون يوميًا العدسات اللاصقة لمدة سنة. |
İnsanların okuma gözlüğü veya bifokal lens takmasının nedeni budur. | TED | هذا هو سبب ارتداء الناس نظارات القراءة أو العدسات ذات البؤرتين. |
Dinleyin. Şanslıyız. Sağ kontakt lens kayıp ve tabutta da yok. | Open Subtitles | نحن محظوظين العدسات مفقودة وليست على الكفن |
lens, teleskobun gözlerimizden çok daha geniş bir ışık toplama alanına sahip olmasını sağlayan şeydi. | Open Subtitles | مكنت العدسات التيلسكوب من أن يحظى بمساحة تجميع ضوء أكبر من تلك التي في أعيننا |
Hiç lens takmayı falan... düşünmüş müydün? | Open Subtitles | هل أبداً فكّرتَ بشأن الحصول على بعض العدسات اللاصقةِ أَو شيء، مثل هذا، اتَعْرفُ؟ |
Gözlük takmam gerekiyordu.Annemi kontakt lens almaya ikna etmiştim. | Open Subtitles | في العام التالي كان عليّ تركيب نظارات. لقد توسلت إليها لكي أحصل علي عدسات لاصقة. |
Babanın ilk adını bilmiyorum, hiç diş teli lens ya da gözlük taktın mı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كناية والدك. ولا أعرف إذا كنت أرتديت حمالة بنطلون أو عدسات لاصقة أو نظارات. |
Her neyse, o boşta gezer herife iyilik olsun diye kafasına saç ektirdim, gözüne lens taktırdım ve ona diş yaptırdım. | Open Subtitles | على أية حال، ساعدتة بعد أسفة الحمار العاطل وأعطيتة مقبس شعر عدسات لاصقة ، أسنان |
lens kutusu, güneş kremi, sandalet. | Open Subtitles | سأحتاج لغطاء عدسات لاصقة كريم الحماية من الشمس و حذاء |
Bir teleskop, görüş alanındaki herhangi bir noktadan gelen görüntüleri bütün bir lens veya ayna boyunca yani karanlık oda kamerası deliğinden çok daha büyük bir delik ile toplar. | Open Subtitles | يُجمع المنظار الضوء من أي موضع في مجال رؤيته خلال كامل العدسة أو المرآة |
Ayının saldırdığı sırada, lens kapağını açacak zaman olmamıştı. | Open Subtitles | ,لحظة الهجوم القاتل ,لم تتح له الفرصة لرفع غطاء العدسة |
Doğru. Yani camdaki yansımalar lens üzerine düştüğünde, bu sana yılın hangi zamanı olduğunu tam olarak söylüyor. | Open Subtitles | حسنا، أينما كان أنعكاس النافذة يظهر في العدسة |
Ne yani lens falan mı alıcaktın? | Open Subtitles | هل ذهبت الى لينس كرافتر بدلا من ذلك ؟ |
Bu Alman değil, Japon malı. Bu bir adaptör, lens değil. | Open Subtitles | إنها ليست ألمانية , إنها يابانية هذا محوّل و ليس عدسة |
lens Kazakları sürüldüler İngiltere himayesindeki Avusturya'ya... hükümetinizin onlara sahip çıkacağını sandılar ve Koministler ile savaştılar. | Open Subtitles | أستسلمت جماعة لينز القوقازية للبريطانيينِ في النمسا... وأعتقدوا أنهم سينضمون الى حكومتكم ثم يشنون حربا على الشيوعيين |
Katlanmış lens, panelleri bölüyorsunuz, dirsek ekliyorsunuz. | TED | بالنسبة للعدسات ، يمكنك تقسيم اللوحات و إظافة االثنيات |
lens çatlak ve görüş sınırlı. | Open Subtitles | إنَّ العدسةَ محطمةٌ والرؤيةُ محدودة |
Renk değiştirmek için cam lens takmış olabilir. | Open Subtitles | لعله يرتدي عدسات زجاجيه ليغير لون عيناه |
Çıplak poz vermemi istiyorsan, daha uzun bir lens lazım. | Open Subtitles | اذا أردتني ان أعرض وانا عارية فانت بحاجة لعدسات طويلة |
Kolşisini kontak lens solüsyonundan, nemlendirici kreminden ya da gizlediğin başka bir ilaçtan almadıysan oradan almışsın demektir. | Open Subtitles | الكولتشيسين على ما يبدو إلا إن كنت حقنت به سائل عدساتك أو كريم الجلد أو أي مخدر آخر تكذب بشأنه |