Soğukkanlılıkla levyeyle adamın birini ölümüne dövdü. | Open Subtitles | لقد ضرب الرجل حتى الموت بعتلة وبدمِ بارد |
Kötü bir darbe oldu. levyeyle yapıldı. | Open Subtitles | كانت ضربة حادّة، إذ تمّت بعتلة لّعينة. |
Birkaç kaçık işe yaramaz Ermeni satıcı levyeyle üstüne gelmiş. | Open Subtitles | لقد هاجمه واحد من موزعى المخدرات الحُقراء مُستخدماً عتلة حديدية |
32. bölge bir dakika bile geç açarsa oraya levyeyle gelir, lanet kapıyı kendim açarım. | Open Subtitles | إذا تأخر فتح المنطقة الادارية والثانية والثلاثون دقيقة واحدة, أقسم بالله، سوف أطير إليكم ومعي عتلة وأفتح الباب بنفسي. |
24 saatte kefaletle çıkarım, sonra beni üzerinden ancak levyeyle alabilirler. | Open Subtitles | سأدلي بكفالة في 24 ساعة، وأنها سوف تضطر إلى قشر قبالة لي أنت مع المخل! |
Gecenin köründe lanet olası bir levyeyle yolda dolaşıyorsunuz. | Open Subtitles | هل كنت ستقف لاحد المجانين بيده مفتاح عجل ملعون كهذا |
İki adam bisikletini bir beyzbol sopası ve bir levyeyle parçaladı. Biri ben değildim. | Open Subtitles | إنه لغز، رجلان خربا دراجتك بمضرب كرة البيسبول وعتلة حديدية |
Üzerimden düşsünler diye levyeyle girişecektim artık. | Open Subtitles | لقد كنت على وشك استخدام العتلة لابعدهم عني |
Mona'nın aradığı kız olmadığını söylersem- İkisini levyeyle ayıracak halin yok. | Open Subtitles | لو أخبرتُ "مايك" أن "مونا" ليست هي ما يُؤمّله - لن تستطيعي فصلهما و لو بعتلة - |
Öyle, sarhoş itin teki levyeyle dağıttı. | Open Subtitles | أجل، مغفل سكيّر كسرهم بعتلة عجلات |
Belle'nin Restoranı'ndan çıktım, o da kapının önündeydi aklını kaçırmış gibiydi elindeki levyeyle dolanıyordu ve birden arabama vurmaya başladı. | Open Subtitles | خرجت من مطعم (بيل)، وكان هو بالمقدمة مخموراً، وملوِّحاً بعتلة في يده ثم بدأ بتهشيم سيارتي |
Bir arabayı levyeyle berbat ettim. | Open Subtitles | و حطم سيارة بعتلة |
Karavanı olan beyaz bir genç yağmurda levyeyle saldırmış. | Open Subtitles | يقول أن شابا أبيض في بيت متنقل هاجمه بواسطة عتلة تحت المطر |
Bir mafyanın haydutu diz kapaklarını levyeyle koparmıştı. | Open Subtitles | رجل مافيا قام بضرب كلتا ركبتيه بواسطه عتلة حديديه |
Bir seferinde bir adam bana levyeyle saldırdı. | Open Subtitles | رأيت مرة رجلا قادما نحوى حاملا عتلة |
Gerçekten öldürdü. levyeyle öldürene kadar dövdü. | Open Subtitles | لقد ضربه حتّى الموت بواسطة عتلة |
Çıldırıp levyeyle Matt'in kafasını dağıttı. | Open Subtitles | وقالت انها مجرد ... ذهبت المكسرات وضبطت رأسه مفتوحة مع المخل. |
- Kardeşini levyeyle karşılayan bir sensin. | Open Subtitles | بحق يسوع من ترحب بأختها وفي يدها مفتاح عجل |
Git bana levyeyle çekiç getir. | Open Subtitles | احضر لي مطرقة وعتلة |
Gidene kadar seni bir levyeyle döveceğim. | Open Subtitles | سأضربك بهذه العتلة حتي ترحل من هنا. |