O Lexington'dan 68'e metro memurluğu yapıyor. | Open Subtitles | إنها تعمل في مترو الانفاق في 68 ليكسينغتون. |
Valerie Naff'a tecavüz etmekten hüküm giyen Brian Lexington salıverildi. | Open Subtitles | براين ليكسنتون " أطلق سراحه من " " سجن " ويست جيت |
Lexington'daki Ramada Inn'e gitmeyi planladığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف بأنّه يخطّط للذهاب إلى حانة رامادا فى ليكسنغتن |
Lexington, Kentucky ve Grayson raporları. | Open Subtitles | ليكسنجتون,كنتاكي, وتصريح مخيم جرايسون. |
Lexington battı, Saratoga kızağa alındı, elimizde sadece Hornet, Enterprise, ve Yorktown kaldı. | Open Subtitles | بضياع ليكسينجتون , وخروج ساراتوجا من الخدمه كل ما قد اصبح لدينا هو هورنت و انتربرايزس و يوركتاون |
Caddeyle, Lexington'ın kesiştiği kuzeydoğu köşesinde bir klinik var. | Open Subtitles | ثمّة عيادة في الزاوية من الشارع 44 و"ليكسنغتون" |
Sonra merdivenlerden çıkacağız dışarı çıkacağız, Lexington Caddesini geçeceğiz aşağıya inip Jane'i bulacağız. | Open Subtitles | ومن ثم سنذهب للأعلى للخاردج ونعبر ليكسينغتون |
Ben şanslıyım çünkü Lexington huzurevindeki stajını garantiledim, | Open Subtitles | أنا محظوظ لأنني أمنت مكان عملي في مركز ليكسينغتون للتقاعد |
Lexington'un kuzeyinde, Hampton'a acil destek istiyorum. | Open Subtitles | عميلي شرطة بـ "هامبتون"، شمال "ليكسينغتون" يطلبون المساعدة العاجلة |
Eyalet Savcılığı Bay Lexington özür diledi? | Open Subtitles | هل مكتب النائب العام يعتذر للسيد " ليكسنتون " ؟ |
Mahkumiyet kararı bozulmuş. Brian Lexington masum mu? | Open Subtitles | الإدانة تم تحويلها , " براين ليكسنتون " بريء ؟ |
Lexington'daki Ramada Inn'e gitmeyi planladığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف بأنّه يخطّط للذهاب إلى حانة رامادا فى ليكسنغتن |
Şu hani tam şeyin yanındaki mağazada Lexington Oteli'nin! | Open Subtitles | تعرف المكان، يا حبيبي. إنه مباشرة بجانب، -فندق "ليكسنغتن ". |
Lexington Savaşı bu odada planlandı. | Open Subtitles | "لقد تم التخطيط لموقعة "ليكسنجتون في هذه الغرفة |
Ama benim erkeğim de Lexington da ve zor oluyor onun için. | Open Subtitles | - ربما ولكن رجلي بسجن "ليكسنجتون" وهو يحظى بوقت صعب |
Geçen sefer kaçtığımız için Lexington otelindeki müdür tüm büyük otellere resimlerimizi yollamış. | Open Subtitles | حسناً, مع السلامة لازال الحظ بعيداً ؟ ,مدير فندق ليكسينجتون أرسل صورنا لكل الفنادق |
Lexington'da ilk sola gir. | Open Subtitles | المنحنى التالي عند ليكسنغتون |
"Raylan Givens. 19 yıldır federal şerifim." Şu anda Lexington bürosunda çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا " ريلين جيفنز " بقيت مارشال 19 سنة " وحالياً أبقى في مكتب " لينجسنتون |
Sabah Lexington'dan adli tıp ekipleri gelip cesedi ve ölüm nedenini inceleyecekler. | Open Subtitles | " الفاحص الطبي قادم من " لينكسنتون صباحاً لتعريف الجثة وسبب الوفاة |
Bırak helikopter gitsin, sen de kıçını kaldır ve hemen Lexington'a gel dediğimde, sesimin tonunu anlıyorsundur. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنّك تميّز هذه النبرة حينما أخبرك دع المروحية تذهب وتعال إلى لينكسينغتون في الحال |
Bayan Lexington, bildiklerinize dayanarak patronunuzun hiç düşmanı var mıydı? | Open Subtitles | سيدة ليكسيكتون ,حسب معلوماتك, أيوجد اى اعداء لسيدك ؟ |
Adamlarımdan birinin dikkatini buraya çekmesini sağlayan kişi Bayan Lexington. | Open Subtitles | انها السيدة ليكسينتون التى لفتت انتباه العريف لهذا. |
Joel Pett diye yakın bir arkadaşım var. Lexington Herald-Leader gazetesinde editör karikatürist. | TED | لدي صديق مقرّب، جويل بيت، وهو رسام كاريكاتير لجريدة لكسنغتون هيرالد - ليدر. |
Saat 7'de beni Lexington ve Jackson köşesinden alırsın. | Open Subtitles | في تقاطع "لكسينغتون" و "جاكسون" في الساعة السابعة |
570 Lexington Bulvarı. Daire 5003. New York. | Open Subtitles | شارع لنكسجتون رقم 570 جناح 5003 |
Eski eşi Lexington'da yaşıyor. | Open Subtitles | لديهزوجةسابقةفي" لينغسنتون" |