ويكيبيديا

    "lifler" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ألياف
        
    • أنسجة
        
    • الخيوط
        
    • يمكن للألياف
        
    • حول المحور الطولي
        
    • الالياف
        
    • الألياف
        
    Aslında, son zamanlarda kolajen lifler yapabilmeye başladık. Aşil tendonundan 6 kat daha güçlü. TED في الآونة الأخيرة أصبحنا قادرين على صنع ألياف الكولاجين وهي أقوى بست مرّات من وتر آشيل
    Burada kurbanınızın sindirilmemiş parçaları var, ve burada bir kaç renkli kıyafet ve naylon lifler var. Open Subtitles ، هنا لدينا بضع القضمات الغير مهضومة تخُص ضحيتْكٌ وبعض ألوان الملابس و ألياف النايلون
    Adli tıp uzmanı bazı lifler bulmuş, görünüşe bakılırsa katil eldiven takıyormuş. Open Subtitles الطبيب الشرعي عثر على أنسجة يبدو أن الشخص الذي أطلق النار كان يرتدي قفازات
    Adli tıp uzmanı bazı lifler bulmuş, görünüşe bakılırsa katil eldiven takıyormuş. Open Subtitles الطبيب الشرعي عثر على أنسجة يبدو أن الشخص الذي أطلق النار كان يرتدي قفازات
    Aynı örümcek tarafından üretilen lifler hayret verecek kadar farklı dizilime sahip olabilir. TED الخيوط التي تنتج من قبل عنكبوت واحد يوجد بِها وبشكل كبير تسلسلات متكررة مختلفة
    Küf Sivrisineği, kurbanının çırpınışlarını lifler arasında görev yapan hatlar sayesinde algılar. Open Subtitles لاحظت بعوضة الفطر نضال ضحيّتها من الخطوط الممتدّة عبر الخيوط.
    lifler ayrıca nişastayı tutarak yıkılımasını bir miktar engelleyebilir. Bu durum dirençli nişasta oluşumuyla sonuçlanır. TED يمكن للألياف منع النشويات من التشقق و نتاج ذلك ما يطلق عليه بمقاومة النشويات
    Merkezde sıvısı, ve onu çevreleyen duvarı vardı, ve destekleyici lifler iskeletin boyuna olan eksen üzerinde çaprazlanmış helezonlar şeklinde düzenlenmişti. TED له سائل مركزي وحوله جدار محيط, والالياف المعززة في الجدار منتظمة في شكل لولبي متقاطع حول المحور الطولي للهيكل.
    Buradaki renkli hatlar aksonların demetlerine denk düşüyor, hücre gövdeleriyle sinapsları birleştiren lifler. TED لذلك كل هذه الخطوط الملونة تتوافق مع باقات من المحاوير, الالياف التي تربط الهيئات الخلية الى المشابك
    Bu lifler hayatlarına pamuk çiçeğinin derinliklerinde, yani tohumun yüzeyinde başlıyorlar. TED تبدأ هذه الألياف بالنمو عميقًا داخل زهرة القطن، على سطح بذرة.
    Siyah lifler, götürüldüğü arabanın bagajından büyük ihtimalle. Open Subtitles ألياف سوداء، وعلى الأرجح من جذع السيارة التي كانت تنقل في.
    Dikkatli bakarsanız bazı çukurlarda lifler var. Open Subtitles حسناً, إن نظرت مباشرة وبدقة يوجد ألياف في بعض التشققات
    Kırmızı çiçek ve pamuk lifler gördüğünü söylediğini hatırlıyorum terkedildiğin gün. Open Subtitles أتذكر أنكِ قلتي بأنكِ رأيتي وروداً حمراء و ألياف قطن في اليوم الذي تم هجركِ فيه
    Morgellon mağdurları deri altında hastalık yapan lifler olduğuna inanır. Open Subtitles إنها متلازمة حيث يعتقد أصحابها أنهم يحملون ألياف مسببة للأمراض تحت جلودهم
    Burnunda, onu bayıltmak için kullanılan kırmızı lifler bulduk. Open Subtitles لأننا وجدنا أنسجة في أنفه من الشيء الذي استخدم لـ أفقاده الوعي.
    lifler, titreşimleri yukarıda bekleyen Kırmızı Sırtlı'ya iletiyor. Open Subtitles تحمل الخيوط الاهتزازات إلى حمراء الظهر المنتظرة بالأعلى.
    Ama koşullar yaver giderse, lifler diklemesine yukarı doğru yönelir. Open Subtitles لكن متى تكون الأجواء مناسبة ترتفع الخيوط رأسياً لأعلى.
    Ağın çevresi ve merkeze bağlayan lifler bir tür liften yapılmış ama yakalama ipi iki farklı tür lifin bileşimi: lif ve yapışkan damlacık. TED الغلاف والانحناء في هذه الشبكة صنعت من نوع واحد من الخيوط بينما المقبض الحلزوني مكون من نوعين مختلفين من الخيوط: الخيط والقطرة اللزجة
    Daha kalın miyelin tabakasıyla kaplı olan lifler, sinyalleri daha ince tabakaya sahip olanlardan en az 100 kat daha hızlı iletirler. TED يمكن للألياف ذات الطبقة الأثخن من الميالين، أن تنقل الإشارات أسرع بمئة مرة أو أكثر من تلك التي تملك طبقات ميالين رفيعة.
    Ve eğer bu liflerin çok küçük bir kısmına bakıyor olmasaydınız bu lifler iskeletin boyuna olan ekseninin etrafında helezonlar oluşturuyor olacaktı -- içine parmaklarınızı soktuğunuzda, parmaklarınızın sıkıştığı Çinli parmak kapanı gibi. TED واذا لم تكن تنظر فقط الى مقطع صغير من الالياف, تلك الالياف سوف تنتظم في لوالب حول المحور الطولي للهيكل-- شيء يشبه مصيدة الاصبع الصينية, حيث تضع اصبعك فيها وتنحشر في الداخل.
    lifler kurbanı öldüren bıçakla eşleşti. Open Subtitles حبل أسود على المقبض تطابق الالياف التي وجدت على الضحيه
    Meyvenin içindeki lifler vücuduma durması gerektiğini, bu kadar yemenin yeterli olduğunu söyleyecektir. Open Subtitles الألياف التي بالتفاحه ستُعلم جسمي بالتوقف عن الاكل لقد تناولت بما فيه الكفايه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد