Sanırım, kurbanın cüzdanı ve değerli eşyaları birinin noel alışverişi listesindeymiş. | Open Subtitles | أعتقد أن محفظة الضحية ومجوهراته كانت بقائمة أحدهم، الخاصة بعيد الميلاد |
Evet, kanun kaçağıymış. 12 yıIdır FBI'ın en çok arananlar listesindeymiş. | Open Subtitles | نعم، مجرم هارب بقائمة الأكثر مطلوبين من المباحث الفيدرالية لاثنى عشر عام |
Molly Fisher da Peter Swan'ın listesindeymiş. | Open Subtitles | مولي فيشر أيضاً على قائمة بيتر سوان |
Görünüşe göre Mikel Taylor 70'lerden beri FBI'ın izleme listesindeymiş. | Open Subtitles | يبدو أن "مايكل تايلور" كان على قائمة مكتب التحقيقات الفيدرالي من السبعينات. |
Cameron Dean'in ismi dün sabahki bekleme listesindeymiş. | Open Subtitles | اسم كاميرون دين كان على قائمه الانتظار بالأمس |
Yani, tam olarak bir suç sayılmamasına rağmen işten çıkarmaya yeterli dayanaklarmış ve ataması devletin takip listesindeymiş. | Open Subtitles | أعنى أنها ليست فى حد ذاتها جريمه ولكنها كانت كافيه لطرده ووضعه على قائمه المراقبه الحاصه بالحكومه |
- Adam izleme listesindeymiş. | Open Subtitles | هو بقائمة المراقبة يبدو أنه قام بتحويل المال |
Transplant için birkaç bekleme listesindeymiş. | Open Subtitles | وكان على قائمة من ينتظرون زراعة الكُلى |
Ten Mohs'un öldüğü gece VIP listesindeymiş. | Open Subtitles | كانت على قائمة كبار الشخصيات ليلة مقتل (تن موز) |
Emil Larsson'ın adı aynı zamanda evlatlık çocuklar listesindeymiş. | Open Subtitles | (إميل لارسون) كان على قائمة تبني الأطفال أيضًا |
Evet, çünkü izleme listesindeymiş. | Open Subtitles | أجل,لأنه كان على قائمه المراقبه |