Bir basamak üstte konsolosluk lobisine bağlanan bir koridor var, antremizi oraya açacaksın. | Open Subtitles | رحلة واحدة تتخطى الممر تتصل مع ردهة القنصلية وهناك ستصنع لنا باب دخول |
Sen bir otel lobisine, ünlü karşılamalarına ait değilsin. | Open Subtitles | انتِ لا تنتمين إلى ردهة فندق، ترحبي بالمشاهير. |
Basın sekreterimin sokak oratasında soğuk kanlılıkla öldürüldüğü günün ertesine silah lobisine muamele çekmemi mi bekliyorsunuz? | Open Subtitles | تريدون أن أتملق لوبي السلاح اليوم التالي بعد أن قتل مسلح سكرتيري الاعلامي وسط الشارع بدم بارد |
Başkanın silah lobisine vermiş olduğu bu ders bağımsızların büyük çoğunluğu tarafından, cesur ama parlak bir hamle olarak değerlendirildi. | Open Subtitles | قرار الرئيس بلوم لوبي السلاح يرحب به كخطوة عبقرية, شجاعة |
Bu yüzden, kendimi tanıttım Otelin lobisine geri döndüm, Kollarım kan içerisindeydi Iraklı bir otel görevlisi beni durdurdu Benden on günlük geciken ödememi istedi. | TED | إذن، قدّمت نفسي.. ذهبت إلى رواق الفندق، والدماء تغطي ذراعي، أوقفني هناك عامل عراقي طلب مني دفع ضرائب تأخير عشرة أيام |
Ve kendimi otelin lobisine attım ve iş için nete girdim. | Open Subtitles | جررتُ نفسي إلى بهو الفندق ودخلتُ على الإنترنيت من مركز الأعمال |
Men's Fitness magazinin lobisine gittim 5 yıl önce bizi o listeye koyan derginin kendisi. | TED | وذهبت إلى ردهة مجلة مينز فيتنس [صحة الرجال]، المجلة نفسها التي وضعتنا على تلك القائمة خمسة سنوات مضت. |
Bu adamlara öyle paralar ödedim ki, Hannah bir otel lobisine bir araç kiralama şirketine, bir otobüse, bir tren istasyonuna adım attığı an haberim olacak. | Open Subtitles | مع ما أدفعه لهؤلاء الناس... إن سارت عبر ردهة فندق أو وكالة تأجير سيّارات أو محطّة قطار... فسأعلم بذلك |
Grand Plaza London'ın lobisine gel, 20 dakika içinde. | Open Subtitles | "كن في ردهة فندق "قراند بلازا في "لندن"... بعد 20 دقيقة |
Otelin lobisine girerken New Jersey'den bir çift polis şefi de diğer tarafımızda yürüyordu. | Open Subtitles | سار بجوارنا فريقين من أفضل فرق (نيويورك) و نحن ندخل ردهة الفندق |
Taktiklere ve evrim lobisine dönecek olursak, "çomak sokmanın", tam da yapılması gereken şey olduğunu düşünüyorum. | TED | لذا، بالرجوع لموضوع نهج (تكتيك) و لوبي نظرية التطور، أود الادعاء بأن خرق السفينة قد يكون هو الامر الاكثر صوابا. |
Şatonun lobisine geliyoruz. | Open Subtitles | ثم نتحرّك في لوبي القلعة. |
# Petrol lobisine yardım et hadi, Bobby | Open Subtitles | ؟ ساعدْ لوبي النفطَ، بوبي؟ |
Dr David, lütfen batı ek binasında ki hasta lobisine gelin. | Open Subtitles | د(ديفيد) من فضلك مر على الجناح الغربي من رواق المرضى |
UPS, kostümlerin olduğu kargoyu Bayan Isaacson'ın lobisine bırakıldığını ve karşılığında imza alınmadığını onayladı. | Open Subtitles | إذن، مكتب البريد يُؤكّد أنّ طرد الأزياء قد أوصل إلى رواق السيّدة (آيزاكسون)، لكن لا أحد وقع عليه، وفقاً لتعليمات المشتري. |
Eğer televizyonlarınızı yeni açtıysanız, Carlin binasının lobisine konulan bombayla ilgili rapor onaylandı. | Open Subtitles | لو انك انضممت الينا, التقرير الاصلي... عن قنبلة زُرعت في بهو مبنى كارلين لقد تم تأكيده. |