Dosyada hasılat ve yeni şifreler var. Sonra lokantaya gidiyor. | Open Subtitles | تحتوي على الارباح والرموز الامنيه ، ثم يتوجه الى المطعم |
Ura Renge yapamayı başarınca bunu kutlamak için onu lokantaya götürmüştüm. | Open Subtitles | هذا ما حدث عندما أخذت لي الى المطعم لنحتفل بنتهاء تعليمه |
Şey, eğer mesele para olsaydı Gavin lokantaya girip derhal kasaya doğru yönelirdi. | Open Subtitles | حسنا.لو كان الأمر بخصوص المال لكان غافين دخل المطعم و إتجه لألة النقود |
Hayatımda ilk kez iyi bir lokantaya gitmiştim, gerçekten iyi bir restoranta. | TED | أتذكرُ المرة الأولى التي ذهبتُ فيها إلى مطعم جميل، مطعم جميل حقًا. |
Tamam. 10:00'daki mülâkatı zaten kaçırdık doğruca lokantaya gidelim hadi. | Open Subtitles | لقد فاتنا بالفعل مقابلة العاشرة صباحاً. لذا، لنذهب مباشرة للمطعم. |
- Lütfen, lokantaya geri dönün. - Bn. Gruen, merhaba. | Open Subtitles | هيا عودي إلى المطعم, أرجوكي سيدة جروين, اهلا |
lokantaya gelmesi, arabaya binmesi kahveyi içmesi. | Open Subtitles | حظورهـ إلى المطعم و ركوبه في السيارة و شربه للفهوه |
Biraz para biriktirip, beni yemeğe çıkarmaya karar vermiş, biz de o lokantaya gittik. Eee... | Open Subtitles | لقد ادخر بعض المال وقرر أن يصطحبني للعشاء لذا ذهبنا لهذا المطعم |
Hatta şimdi o lokantaya gideceğim ve onların ödemesini talep edeceğim. | Open Subtitles | سأقصد ذلك المطعم وأطلب منهم أن يدفعوا ثمن ذلك |
Hatta şimdi o lokantaya gideceğim ve onların ödemesini talep edeceğim. | Open Subtitles | سأقصد ذلك المطعم وأطلب منهم أن يدفعوا ثمن ذلك |
Bir de ben lokantaya gittiğimde fazla içiyorum. | Open Subtitles | إيضاً, أميل للشرب كثيراً بعض الشيء في المطعم لا أعرف لِماذا. |
Corner Pocket in yanındaki lokantaya, sanırım. Kazandıklarımı sonra alırım. | Open Subtitles | إلى المطعم المجاور على ما اعتقد وخذ الجائزة التي فزت بها لاحقا |
Ve sonra beni bir lokantaya götürdü. O içinde.. | Open Subtitles | وبعدها أجبرني على الذهاب الى المطعم بينما كان يأكل ذلك الطبق اللزج.. |
Bunu eski bir adrese, çalıştığın lokantaya yolluyorum. | Open Subtitles | لذلك ارسلت هذا للعنوان القديم المطعم الذي كنت تعملين به |
Eğer çok açsanız, sizi lokantaya götürebilirim. | Open Subtitles | لكن أستطيع أن أخذك إلى مطعم هنا إذا كنت جائعة كفاية. |
Neden yağmurda açık bir lokantaya gidelim ki? | Open Subtitles | لماذا لا نذهب الى مطعم خارجى فى هذا المطر ؟ |
Akşam yemeğine, hiçbişey. lokantaya gidecez. Sadece ikimiz. | Open Subtitles | بالنسبة الى العشاء لا شئ سوف نذهب ان وهى الى مطعم |
lokantaya gittik, hemen içeri aldılar, beklemedik bile. | Open Subtitles | ذهبنا للمطعم ، وسمحوا لنا بالدخول لم يجب علينا الإنتظار |
Asla inanmayacaksınız ama o gün lokantaya gelen ve gitmeyen adam vardı ya? | Open Subtitles | لن تصدقان لكن .. تعرفانه، ذلك الرجل الذي أتى للمطعم و رفض المغادرة .. |
Hayır! Gidip onunla yüz yüze görüşürsem benden kaçamaz. O lokantaya gideceğim. | Open Subtitles | هي لا تَستطيعُ تَفاديي إذا أَذْهبُ إلى ذلك المطعمِ. |
Hiç kimse beni pahalı bir lokantaya götürüp kirazlı tatlı ısmarlamaz. | Open Subtitles | اعني , لا احد سيقوم بأخذي لمطعم لطيف فاخر و طلب حلوى الكرز |
Babam lokantaya müşteri çekebildiği için mutluydu. | Open Subtitles | أبي كان سعيداً لأن زاد إهتمام الناس بالمطعم |
Adamın biri lokantaya gitmiş. Oturmuş ve bir kase çorba ısmarlamış. | Open Subtitles | يقصد الرجل مطعماً يجلس و يطلب طبق حساء |
lokantaya gir, defol. | Open Subtitles | إستعملي هاتف مطعما |