Söyle bakalım Lyman. Beynini duvara sıvamak hata mı olur? | Open Subtitles | قل لي إذا كان خطأ لتفجير عقلك ضد الجدار، ليمان. |
Lyman'ı görünceye kadar silah sesini TV'deki sanıyordum sevdiği koltuğa yayılmıştı. | Open Subtitles | لقد اعتقدت انة جزء من العرض حتى ذهبت الى هناك وكان ليمان ينزف في كرسية المفضل |
Bay Lyman Zerga. Üçüncü. Sizinle özel konuşmak istiyor. | Open Subtitles | السيد ليمان زيرجا في الموقع الثالث يريد التحدث معك بشكل خاص |
Peki, hafıza tazeleyelim, senin Lyman'ın kalabileceği bir yatın var... | Open Subtitles | حسناُ الذاكره أسعفتني بأن لديكِ يخت يستطيع لايمان البقاء فيه |
Lyman Ellis ile Nolan'ın hard diskinde bulduklarını bana getirmesi için anlaştık. | Open Subtitles | لقد جعلت لايمان إليس يسرق ما يستطيع عليه من القرص الصلب لنولان |
Howard Lyman'ı, Diane'in aleyhine oy vermesi için rüşvet vererek ikna etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهما يحاولان رشوة هاورد لايمن ليصوت لصالح إقضاء دايان من منصبها الإداري |
Bir çeşit parazit var. Çavuş Lyman, adamlarının geri kalanını topla Cerebro'nun kapısına gel. | Open Subtitles | سيرجنت ليمان , اجمع البقية من رجالك وقابلني عند سيريبرو |
Oradaki eski arkadaşım Lyman'ın yer değiştirmesi gerek. | Open Subtitles | حَسناً، صديقي القديم ليمان هناك يحتاج للتبديل. |
Genelkurmay Başkanı, Lyman Lemnitzer, Savunma Bakanı Robert McNamara'ya "Northwoods Operasyonu" isimli bir plan sunar. | Open Subtitles | ليمان ليمنتزر رئيس هيئة الأركان المشتركة يقدم إقتراح إلى وزيرِ الدفاع روبرت مكنمارا، يسمى عملية نورثوودذ، غابات الشمال |
Sadece Dr. Lyman'ın ölümüyle ilgili sorular. | Open Subtitles | بعض الاسئلة فقط المنتعلقة بموت الدكتور ليمان |
Bay Lyman, telefonda konuşuruz dediğimizi sanıyordum. | Open Subtitles | سيد ليمان أعتقد أنا قلت بأننا سوف نتحدث على الهاتف |
Erkek kardeşin, Lyman hakkında okuduğum tek şey kendini kongrenin altın çocuğu yaptığıydı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي قرأت عنه هو أخيكِ ليمان لقد صنع نفسه ليكون عضو كونغرس |
Anladın mı, çoktan paraları Lyman mın kampanyasına aktardı. | Open Subtitles | انظرى، أحرقته بالفعل من خلال تمويل حملة ليمان |
Oh, ve Lyman nın öncelikle zihin sağlığı fonunu seçtiğini düşününce. | Open Subtitles | أوه، والتفكير اختار ليمان تمويل الصحة العقلية كما برنامجه الانتخابي |
Kocan benden Howard Lyman'nın finansal durumunu araştırmamı istedi. | Open Subtitles | زوجك أرادني أن أبحث في أموال هوارد ليمان |
Bizim durumumuzda ise bu olay uzun süredir kıdemli ortak olan Howard Lyman yüzünden oldu. | Open Subtitles | في حالتنا، تم تسليم الأمر لشريك كبير منذ فترة طويلة يدعى هوارد ليمان |
Fikir ilk olarak 1962'de, uzay teleskobunun babası Lyman Spitzer tarafından ortaya atıldı. Bir tutulmadan esinlenmişti. | TED | من اقترح هذه الفكرة كان لايمان سبيتزر، صاحب فكرة تيليسكوب الفضاء، عام 1962، وقد استلهم الفكرة من الكسوف. |
Kütüphane, gündüz, koç Lyman çocuklarla beraber. | Open Subtitles | : وصف المشهد في المكتبة ، في وقت النهار ، المدرب لايمان مع الصبية |
Lyman'ın başına bir sürü dert açmışsın. | Open Subtitles | لايمان يقول بأنكِ سببت له الكثير من المشاكل |
Lockhart, Deckler, Gussman, Lee Lyman, Gilbert-Lurie, Kagan, Tannebaum Avukatlık Şirketi. | Open Subtitles | لايمن, غيلبرت لوري,كيغان, تانيبوم وشركائهم |
Howard Lyman, Lockhart/Gardner'a nasıl bir katkıda bulunuyor? | Open Subtitles | بماذا... بماذا يساهم هاورد لايمن لشركة لوكهارت وغاردنر؟ |
Bunu yapamam, Lyman'la bir toplantıyı daha kaçırmayı göze alamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقوم بهذا (لا استطيع أن أفوت لقاء آخر مع (لايمر |