| Saçma bir cinsel taciz suçlamasıyla müşterimin hayatını mahvetmeye çalışmandan hemen önce. | Open Subtitles | نعم, قبل ان تحاول تدمير حياة موكلي بهراء عن اتهامات بتحرش جنسي |
| müşterimin izniyle, insanların yaşamasına imkan verilmiş bir yer. | Open Subtitles | إنها مكان سمح موكلي للبشر بالعيش فيه، بسببطيبته. |
| müşterimin bölge başsavcısına başvurması gerekiyordu. | Open Subtitles | أولاً على عميلي أن يُقدم شكوى إلى المُدعي العام |
| müşterimin kulağına başkasının fısıldamadığını bilmeliyim. | Open Subtitles | أن ليس ثمة صوت آخر يهمس في أذن عميلي دون علمي |
| En iyi müşterimin başka bir yerde yediğini sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت ان افضل زبون عندي لم يعجبه الاكل هنا فانتقل الى مطعم اخر |
| Belki satış iptali olabilir. müşterimin cebi oldukça derindir. | Open Subtitles | .ربما لم يباعوا زبوني لديه إمكانيات مالية كبيرة |
| En iyi müşterimin burnunu kırdıktan sonra benim de kum torbası olmamı bekliyorsan, çok beklersin. | Open Subtitles | ويحي لو أوسعت أفضل زبائني ضرباً... وتظنني سأقف ساكناً |
| Lütfen. Bakın, sadece müşterimin hikâyesini anlatmama izin verin, olur mu? Olur. | Open Subtitles | أرجوك ، أنظري ، دعيني فقط أخبرك بقصّة زبونتي ، حسنا؟ |
| Onları cevaplamak için elimden geleni yaparım ama size müşterimin özel bilgilerini veremem. | Open Subtitles | سأبذل قصارجهدي للإجابة عليهم لكن لا أستطيع أن أعطي أي معلومات شخصية عن الزبون |
| Daha önceden acil bir konuyu tartışmak için müşterimin evine gittiğinizi söylemiştiniz. | Open Subtitles | بأنك ذهبت إلى منزل موكلي لتناقش امرٌ طارئ |
| Bu muazzam, 12 milyar dolarlık şirket müşterimin maaşının yarısını çalıyor. | Open Subtitles | انها شركه كبيره بميزانيه مقدارها 12 مليار تسرق نصف مرتب موكلي! |
| - Buyur bakalım. - Cesedi nereye koydun, Joe? müşterimin bu işle alakası olduğuna dair elinizde kanıt yok. | Open Subtitles | لا تملك دليلًا على أن موكلي مُنخرط في أيّ من ذلك |
| Santos'u temsil ediyorum. müşterimin adını lekeliyorsunuz. | Open Subtitles | إنني امثل سانتوث وانت تلوث اسم موكلي |
| müşterimin talimatı üzerine, kayda değer bir paranın size aktarılmasını ayarlamaya hazırım. | Open Subtitles | أن ملزم بتعلميات عميلي لكي أرتب نقل أموال إليك |
| - müşterimin Almanya'daki yasal durumu tekin değil. | Open Subtitles | حالة عميلي القانونية في ألمانيا غير آمنة |
| Bir daha beni müşterimin önünde sorgulama, tamam mı? | Open Subtitles | لا تشككي في كلامي أمام عميلي أبداً موافقه؟ |
| Ben, size ihtiyacı olan bir müşterimin avukatıyım. | Open Subtitles | أَنا a محامي مَع a زبون الذي يَحتاجُ مساعدتَكَ. |
| müşterimin aynı zamanda çok güzel bir kadın olan erkek nişanlısı. | Open Subtitles | خطيبة زبون لي، رجل وامرأة جميلة كذلك |
| müşterimin seks kasetini geri almam lazım. | Open Subtitles | وهذه الليلة يجب الحصول على الشريط وأعادته الى زبوني |
| müşterimin insan zihniyle düzenli olarak beslenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | زبوني يحتاج الى حمية ثابتة من العقول البشرية الحية |
| Bir çok müşterimin doğumunda hazır bulundum. | Open Subtitles | كنت حاضر في العديد من ولادات زبائني |
| Nerede? müşterimin dairesinde. | Open Subtitles | ــ كان في شقة زبونتي |
| Başka bir müşterimin işleriyle çok meşguldüm. Pazar akşamından sonra seninle ilgileneceğim. | Open Subtitles | كنت مشغولا جدا مع عميل آخر بعد ليلة الأحد أقسم لك أني سأكون متوفرا لك |
| Kıyafetleri değiştiriyorum çünkü müşterimin ne istediğini biliyorum. | Open Subtitles | بيت القصيد هو أنني أقوم بتغيير الملابس لأنني أعرف رغبات زبوناتي. |
| Benim müşterimin de 2 çocuğu var. | Open Subtitles | وعميلي لديه طفلين |