| Ve aldığım iyiydi, ama mükemmel değildi. | TED | وما اشتريته كان جيداً، لكنه لم يكن مثالياً. |
| Bu dünya mükemmel olmayabilir ama benim dünyamda mükemmel değildi. | Open Subtitles | لا. هذا العالم ربما لا يكون مثالياً لكن عالمي لم يكن مثالياً أيضاً |
| Ve babam mükemmel değildi fakat insanlara yardım etmek isterdi. | Open Subtitles | والدي لم يكن مثالياً ولكنه أحب مساعدة الناس |
| Şey, hayır, belki mükemmel değildi ama oldukça güzeldi, biliyor musun? | Open Subtitles | حسنا ربما لم تكن مثالية لكنك تعرف كانت شيقة جدا اتعرفين؟ |
| Çok da mükemmel değildi; beklentiler çok yüksek. | Open Subtitles | لم تكن مثالية بالضبط ذات متطلبات عالية |
| Hayat mükemmel değildi. | Open Subtitles | الحال لم يكن مثالياً , حسناً ؟ |
| Hauser mükemmel değildi. Bazen pisliğin teki olurdu. | Open Subtitles | (هازر) لم يكن مثالياً كم تعلم كان وغداً في بعض الأحيان. |
| Yani evliliğimiz mükemmel değildi. | Open Subtitles | أجل، زواجنا لم يكن مثالياً |
| İyiydi. mükemmel değildi. | Open Subtitles | لقد كان جيداً لم يكن مثالياً |
| Hauser mükemmel değildi. | Open Subtitles | أتعرف أن (هاوزر) لم يكن مثالياً |
| Hayatım mükemmel değildi ama... | Open Subtitles | حياتي لم تكن مثالية |