Ortaklarla bir mülakat için seni kandırmayı umarak buraya geldim. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن أقنعك أن تقابل الشركاء من أجل مقابلة |
Başkan yardımcısı programını bir mülakat için yeniden ayarlayamaz. | Open Subtitles | نصف يوم من أجل هذا. نائب الرئيس لا يستطيع أن يعيد ترتيب جدوله من أجل مقابلة |
Ama mülakat için fotoğraf istiyorlar. | Open Subtitles | و لكن من أجل مقابلة العمل ،يحتاج إلى صور. |
mülakat için gelmiştim. | Open Subtitles | انني هنا من أجل المقابلة |
Ben mülakat için 71390 Lam Kwok Kuen. | Open Subtitles | -اسمى كوين -أنا هنا من أجل المقابلة |
Daha sonra, istenen şartları sağlayanları telefonla arayıp mülakat için tarih vereceğiz. | Open Subtitles | ومن ثم اللاتي تتوافر فيهنّ المؤهلات سوف يتلقون مكالمة لتحديد موعد للمقابلة. |
Yarın mülakat için başkente gitmeliyim. | Open Subtitles | حسنا، علي الذهاب إلى العاصمة غدًا للمقابلة. |
- Bu tam da ailemin yani mülakat için bu düğüne gelmeseydim... | Open Subtitles | كل مافى الامر أن هذه هى العائلة، و... اذا تخلّفت عن الزفاف من أجل مقابلة عمل... |
- mülakat için sadece. - Bavullarını şimdiden mi koyuyordun? | Open Subtitles | انها من أجل مقابلة فحسب - أنتي تضعين حقائبك في السيارة من الآن ؟ |
Alette dergisiyle mülakat için geldim. | Open Subtitles | إنني هنا من أجل المقابلة في مجلة (آلت) |
- mülakat için gelmiştim. | Open Subtitles | -لقد جئت للمقابلة |