İki insana da ilgi duymanın mümkün olduğunu kendin söyledin. | Open Subtitles | أنت قلت بنفسك أنه من الممكن أن يكون مشاعر لشخصين. |
Onların bunun mümkün olduğunu, insan olarak bunların yapılabileceğini söylemek istiyoruz. | TED | نريد إخبارهم أنه من الممكن أن يحدث ذلك، من الممكن أن نُعامَل بإنسانية. |
Ben, hayatın tüm aşamalarında insanlıktan ödün vermeyerek şampiyon yetiştirmenin ve eğitmenin kesinlikle mümkün olduğunu biliyorum. | TED | وأعرف بشكل قاطع أنه من الممكن خلق و تدريب أبطال في الحياة في كل مسيرة في الحياة بدون تعريض الروح البشرية للخطر. |
Bu gelecekten ufak parçalar gördüm ve bunun mümkün olduğunu biliyorum. | TED | ولقد رأيت لمحات من هذا المستقبل، وأعلم أنه ممكن. |
Ama aslında yaptıkları şey bugün teknoloji ile nelerin mümkün olduğunu gösteriyorlar. | TED | لكن في الواقع ما يقومون به هو أنهم يظهرون ما هو ممكن من التكنولوجيا اليوم. |
Artık ben bunun hem mümkün olduğunu hem de nasıl yapılacağını biliyorum. | Open Subtitles | والآن أنا أعرف أنه ليس أن ذلك ممكنا فحسب بل كيفية بناؤها |
Eğer, yeterince uzun yaşarsan, her şeyin mümkün olduğunu görürsün. | Open Subtitles | حسنا، إن عشت فترةً طويلةً كفايةً، كل شيء يصبح ممكناً |
Aynı anda iki adamı sevmenin mümkün olduğunu düşünüyor musun? | Open Subtitles | اتعتقدى انه ممكن ان تغرمى بشخصين فى نفس الوقت لا |
Senyor Ferrari, sırf sana çıkış vizesi almanın mümkün olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | السيد فيراري يظن أنه من الممكن إحضار تأشيرة خروج لكِ. |
Senyor Ferrari, sırf sana çıkış vizesi almanın mümkün olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | السيد فيراري يظن أنه من الممكن إحضار تأشيرة خروج لكِ. |
Biliyor musun. Onun kadar iyi bir kadın bulmanın mümkün olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | حقاً, لا أظن أنه من الممكن إيجاد امرأة بمثل التميز الذي كانت عليه , أتفهمني؟ |
Eğer bu hayvanlara, kaçışın mümkün olduğunu düşündürürseniz kendinizi bir döner kapının içerisinde bulabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا تركت هذه الحيوانات تعتقد أنه من الممكن الهرب كانك علقت فى باب دوار |
Polis ve sen gerçeği ortaya çıkarmanın mümkün olduğunu düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و الشركة تعتقدان أنه من الممكن إظهار الحقيقة |
Polis ve sen gerçeği ortaya çıkarmanın mümkün olduğunu düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و الشرطة تعتقدون أنه من الممكن إظهار الحقيقة |
Ben sadece mümkün olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط.. أنا فقط أقول.. أنا فقط أقول أنه ممكن. |
Bilim, fiziksel dünyamızı anlamada bizi mümkün olduğunu düşündüğümüzden daha ileriye götürdü. | Open Subtitles | قد أتاح لنا العلم فهماً أوسع لعالمنا المادي أكثر مما كنا نعتقد أنه ممكن |
Bu zorlayıcı, çetin ve kötümser toplantılar dönüşmeye ve gittikçe daha fazla sayıda insan, bu bizim kararlı olma anımız, seyirci olup sorumluluktan kaçmayacağız kararı vermeye başladıkça sonuca ulaşma ihtimalimizin mümkün olduğunu anladık. | TED | لقد تحولت هذه الاجتماعات ذات التحديات الصعبة والمتشائمة كلما قرر المزيد من الناس أن هذا هو وقت بذل الجهد وعزموا على ألا نغفل عن القضية الواقعة على عاتقنا، وأن نسلم هذا الناتج الذي نعلم أنه ممكن. |
Bu insanlar bana ilham veriyorlar... ...ve dünyadaki yerinizde gördüğünüz... ...şekil değiştiren dünyaya baktığımızda... ...neyin mümkün olduğunu bize gösterdikleri için... ...onlar bana ilham veriyor. | TED | هؤلاء الناس ألهموني, و كان إلهامهم لأنهم جعلونا نرى ما هو ممكن عندما تغير نظرتك للعالم, و تغير الطريقة التي تنظر بها لمكانك من العالم. |
Evren, gerçekten neyin mümkün olduğunu bize göstermek için kendini bir anlığına açar. | Open Subtitles | عندما يفتح الكون نفسها لبضع لحظات لتظهر لنا ما هو ممكن حقا. |
Sadece sizin iki insan birbirini sevdiğinde nelerin mümkün olduğunu görmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريدكما فقط أن تشاهدا ما هو ممكن عندما يقوم شخصين بحب بعضهما. |
Matematiksel modeller bunun tam olarak ne zaman ve neden mümkün olduğunu bize söylüyor. | TED | النماذج الرياضية تقول لنا بالضبط متى و لماذا يكون هذا ممكنا. |
Daha önce mümkün olmayan bir şekilde, bilim devrimleri, Protestan Reformu ve anayasal demokrasilerin mümkün olduğunu gördük. | TED | رأينا الثورات العلمية، والاصلاح الديني البروتستانتي، الديمقراطيات الدستورية صارت ممكنة حيث لم تكن ممكنا من قبل. |
Eğer, yeterince uzun yaşarsan, her şeyin mümkün olduğunu görürsün. | Open Subtitles | حسنا، إن عشت فترةً طويلةً كفايةً، كل شيء يصبح ممكناً تـصـحيـحو مـزامـنـه {\cH92FBFD\3cHFF0000} sAM0o ☯ تـــرجــمــة |
Ben bir tane bile olmasının mümkün olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه ممكن امتلاك رفيق واحد |