Durum şöyle, idarecisi olarak, korkarım ki bunu müsade edemem. | Open Subtitles | لكن بما أني مدير أعمالها، أخشى بأنني لن أسمح بهذا. |
Generalim, böyle bir iftiraya müsade edemem. | Open Subtitles | سيدي الجنرال, لن أسمح بهذه الإهانة أن تمر. |
Sayın Başkan, bu Koministin bize bok atmasına müsade mi edeceğiz. | Open Subtitles | سيدى الرئيس لن تدع هذا الأحمق يدخل علينا هكذا ؟ |
Kahveme 4 şeker koymama izin versin, Ayrıca, beni şu tek kişilik hücreden çıkarsın... ve diğer mahkumların içine karışmama müsade etsin. | Open Subtitles | السماح لى بأربع قطع سكر فى قهوتى وإخراجى من الحبس الإنفرادى والعودة إلى السجن العام |
Daha önce gözden kaçırmıştım ama bunun tekrar olmasına müsade edemem. | Open Subtitles | لن , لا أستطيع أن أدع ذلك يحدثمجدداً. لقدكانمنذ10أعوام. |
Yani diyorum ki, insanların zarar görebilecekleri pek çok şeyi yapmalarına müsade ediyoruz. | Open Subtitles | ما أعنيه، أننا نسمح للناس أن يفعلوا الكثير من الأشياء التي من الممكن أن تؤذيهم |
Vızıltınla canımı sıkmadan 2 dakika tadını çıkarmama müsade edebilirmisin? | Open Subtitles | هل تسمح لي بالإستمتاع لعدة دقائق قبل أن تفسد متعتي |
Özür dilerim bayan ama, otelimde farelere müsade edemem. | Open Subtitles | أنا آسف يا سيدتي ولكنى لا أستطيع أن أسمح بالفئران في فندقي |
İngilizce konuşarak yüzünü korumana müsade edeceğim. | Open Subtitles | سوف أسمح لك بالحفاظ على ماء وجهك بالتحدث بالإنجليزية |
- Onun böyle kasıklarınla konuşmasına nasıl müsade ediyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تدع له التحدث إلى المنشعب الخاص بك من هذا القبيل؟ |
Bu adamın aileni uçurumdan atmasına müsade edecek misin? | Open Subtitles | أسوف تدع ذلك الرجل يدفع عائلتك من حافة الهضبة؟ |
Bu ipeksi gecenin sona ermesine hiçbir zaman müsade etme. | Open Subtitles | "لا تدع هذه الليلة حريري تنتهي من أي وقت مضى." |
- Gitmene müsade edemem. - Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | ــ لا أستطيع السماح لكِ بالذهاب ــ ماذا تقصد ؟ |
Ama bu bizim işimiz. Ve sen, işimizi yapmamıza müsade etmeliydin! | Open Subtitles | لكن هذه وظيفتنا, وأنت عليك السماح لنا بالقيام بها |
Senin ona geçen yılki olanları söylemene müsade etmem. | Open Subtitles | السبب الذي يجعلني لا أستطيع السماح لكِ أن تخبريه عما حصل العام الماضي |
Mükemmelliyetçiyim, fakat bunun yayımlamanın önüne geçmesine müsade etmem. | Open Subtitles | لا أحبّ إقصاء الناس أنا أسعى إلى الكمال، لكنني لا أدع هذا يقف في طريق النشر |
Artık başka bir aksilik daha çıkmasına müsade edemem. | Open Subtitles | لــن أدع شـــيء أهتــم بـــه يموت |
Sayın Başkan, aramızda bir maden kuyusu açığına müsade edmeyiz! | Open Subtitles | سيدى الرئيس , لابد الا نسمح بوجود فجوة |
Şimdi, ya görmeme müsade edersiniz, ya da buraya Şerifle birlikte gelirim. | Open Subtitles | الآن، إما أن تسمح لي برؤيـتـه أو أنني سأعود إلى هنا مع الشريف |
Fakat seni bu şekilde üzmesine müsade edemezsin. Çünkü, hepsi aynılar... | Open Subtitles | ولكن لا يمكنك أن تدعها تؤثر فيك هكذا لأنّهن جميعهن متشابهات |
simdi müsade edersen ocakta yemegim var. | Open Subtitles | الآن, إذا عذرتني لدي بعض الطعام على الموقد |
Alışkanlıklarınız hakkında soru sorsam müsade eder misiniz? | Open Subtitles | هل تمانعون إن سألتكم بعض الأسئلة عن عاداتكم؟ |
Adamlarının bu iyi bayana zorbalık yapmasına müsade ediyorsun. | Open Subtitles | تديرين موظّفيك بوضاعة وتدعينهم يضايقون امرأة محترمة |
Onlara merhamet ettim. Gitmelerine müsade ettim. | Open Subtitles | لقد أظهرتُ لهم الرحمة وسمحتُ لهم بالرحيل |
Bize bir dakika müsade eder misiniz? | Open Subtitles | هلا عذرتنا للحظة ؟ |
Bize biraz, biraz müsade eder misiniz, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تمنحينا أعذرينا لمدة دقيقه ، رجاءاً ؟ |