müstakbel kayınbabası ile oturup omurilik ameliyatı konusunda konuşmak istediğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | تظن انها ستريد ان يعرف حماها المستقبلي انها جراحة عمود فقري ؟ |
Gerçekte, müstakbel kocasına kulübede katılıp katılmamaya kadın karar veriyor. | Open Subtitles | المرأة تقرر ما إذا كانت ستتبع زوجها المستقبلي في الكوخ |
Lafı açılmışken, 30 saniye sonra müstakbel üvey canavarının ofisinde toplantı var. | Open Subtitles | وحشة ابيك المستقبلية استدعتنا لاجتماع بعد 30 ثانية لهذا نسلك هذا الطريق |
müstakbel kayınvalidemin köpeği benim gözetimimdeyken hastalandı. Zaten benden pek hoşlanmaz. | Open Subtitles | كلب حماتي المستقبلية مريض وقد مرض اثناء اعتنائي به ولااروق لها |
On beş yıl öncesinden, çocukları müstakbel düşmanlarından nefret etmeye koşulladık. | Open Subtitles | لمدة 15 عاماً مُقدماً لقد فرضنا على الأطفال كراهية عدو المستقبل |
İşte bugünkü müstakbel düğünümüzün, müstakbel damadı... şimdi ona özel hizmet edeceğim. | Open Subtitles | هذا هو عريس المستقبل للعرس المتوقع اليوم وسأقوم بخدمته الآن بشكل خاص |
Bavyera'nın müstakbel kralı Maximilian yardım edebileceği bir şeyler olup olmadığını görmek için felaket mahalline aceleyle gider. | Open Subtitles | ماكسميليان, ملك بافاريا المستقبلي هرع إلى مسرح الفاجعة ليرى إن كان يستطيع المساعدة |
Ve evet, bunu yapan Keystone Pictures'ın müstakbel başkanı. | Open Subtitles | هذا يأتي من الرئيس المستقبلي لاستديوهات كيستون |
müstakbel kocana çay getirdiğin ilk günü hatırla. | Open Subtitles | . . أتذكرين أول يوم وانتِ تقدمين الشاي لزوجك المستقبلي |
Ve müstakbel kayınpederinin Şükran Günü'ndeki numarası var ya? | Open Subtitles | وفقط لذا تَعْرفُ، ذلك الكلام الفارغِ أبوكَ المستقبلي في القانونِ منزوع على شكر، |
Sağdıcı ve koruyucusuyum. Ve müstakbel kocası çok düzgün biri. | Open Subtitles | أنا أقوم بحراستها هنا و زوجها المستقبلي هو رجل تقليدي جدا |
Ayrıca müstakbel yetenek havuzumuzu nasıl geliştireceğimizi de dikkatlice düşünmeye ihtiyacımız var. | TED | نحن أيضاً بحاجه للتفكير ملياً في كيفية تطوير مواهبنا المستقبلية. |
Dürüst konuşmak gerekirse Korkusuz'dakiler için tehlike var buna müstakbel Bayan Amiral dahil. | Open Subtitles | سأكون صريحاً هناك خطر علي حياة من علي المقدام وهذا يتضمن زوجة العميد المستقبلية |
Pis patilerini müstakbel eşimin üzerinden çek seni koca ucube. | Open Subtitles | أبعد يديك المشعرتين عن زوجتي المستقبلية أيها الوغد الكبير |
Bütün haftasonunu müstakbel kayınvalidenle geçireceksin. | Open Subtitles | عطله نهاية الاسبوع كامله مع عائلتك المستقبلية .. |
Sen de müstakbel karıma ve tüm ailesine, Alan'la yatmadan önce benimle yattığını söylemek zorundaydın, değil mi? | Open Subtitles | بالتأكيد، فقد اخبرتِ زوجتي المستقبلية وعائلتها أنكِ ضاجعتيني قبل أن تضاجعيه. |
Bu nedenle büyük bir hayal kırılığı yaşadım çünkü gördüğüm kadarıyla, ofis ortamındaki müstakbel çalışanlarımızdan onunla aynı fikirde olanları susturmak için arkadaşlarımın ve benim yapabileceğimiz bir şey yoktu. | TED | لقد كنت محبطًا تمامًا، لم يكن بوسعنا فعل أي شيء لنسكت أي أحد أيّد قراره في بيئة المكتب لعمالنا في المستقبل. |
İkincisi arzu edilen ama gösterişsizdir ve bu nedenle baş aktörümüzün müstakbel bebeklerine layıktır. | TED | الثانية مرغوب فيها ولكنها محتشمة، لذلك فهي تستحق أن تكون أماً لأطفال رجلنا البطل في المستقبل. |
Üzerimi giyineyim. Bu arada biz de izninizle müstakbel karınıza tebriklerimizi iletelim. | Open Subtitles | إذن، بعد إذنك سنذهب لتهنئة زوجة المستقبل |
Ama ünlüler salonunun bu müstakbel üyesini eşsiz kılan, oyun tutkusudur. | Open Subtitles | لكن الذي يجعل حقاً تلك الشهرة منفردة مستقبلاً هو شغفه تجاه اللعبة |
Bildiğiniz gibi, birkaç hırsız çadırımdan müstakbel gelinimi kaçırdı. | Open Subtitles | كما تعرف اللصوص من المقاومه سرقوا زوجتي المستقبليه |
Bana yardım etmelisin. müstakbel eşlerim burada. | Open Subtitles | مستقبلي النسباء هنا وهم يَعتقدونَ أَنا لوحده. |
müstakbel kraliçe olarak senden daha fazlasını beklerim. | Open Subtitles | خصبةً قريباً و الكثيرون منّا يتوقّعونكِ الملكةَ المستقبليّة. |
Yakında evlenecek ve müstakbel kocası konusunda çok dikkatli olmalıyım. | Open Subtitles | ويجب أن أفكّر جيداً بزوجها المُستقبلي. |
Gelinler müstakbel kocalarıyla evlenmeye karar vermişler. | Open Subtitles | العروسات جاهزات للطلب على يد ازواجهن المحتملين |
müstakbel kusmalarımı ya da altına sıçan çocuklarımı, hiç birini. | Open Subtitles | أو من أطفالي المستقبليين الذين سيتقيّئوا ويتغوّطوا |
-Tristan, inanmıyorum! O benim müstakbel karım. Onunla yatmayacak mısın? | Open Subtitles | نحن نتحدث عن خطيبتى - إذا لماذا لا تضاجعها ؟ |
Bu benim, tek ve biricik müstakbel damadım. | Open Subtitles | , إنه ضربتى القاضية , ضربتى الساخنة . زوج إبنتى المستقبلى |
Bugün 21 yaşına bastığınıza göre, bugün müstakbel eşinizle tanışacaksınız demektir. | Open Subtitles | اليوم عيد مولدك الواحد والعشرين مما يعني أنك ستقابل زوجتك العتيدة |
Yani görünürde mükemmel müstakbel karını kardeşimin evinde benle aynı ranzada kalmak için başından atmayacak mısın? | Open Subtitles | أتعني أنك لن تتخلص من صورة عروسك المثالية لتشاركني سريري ذو الطابقين في منزل أختي؟ نحن لسنا في الجامعة |