Almanya'nın diğer büyük müttefiği Osmanlı Türkiyesi ile de sorun patlamak üzereydi. | Open Subtitles | وكانت هناك مشكلة تختمّر مع حليف ألمانيا الرئيسي الآخر ، تركيا العثمانية |
Birinin seni müttefiği sanması sen istediğini alana kadar. | Open Subtitles | لجعل شخص ما يعتقد انك حليف الا ان تحصل على مبتغاك |
Fransız sarayında olduğum sürece Fransa'nın bir müttefiği olarak görünüyorum. | Open Subtitles | , ومادمت موجوده في البلاط الفرنسي فإنه ينظر الي على انني حليف لفرنسا |
Ludendorff, Almanya'dan kaynaklarını çalmaya çalışan bir müttefiği daha fark ettiği için kızgındı. | Open Subtitles | لودندورف" كان غاضب لإيجاد حليفاً مرّة" اخرى يحاول سرقة المصادر من ألمانيا |
Almanya'nın müttefiği başka bir büyük imparatorluk ölüyordu. | Open Subtitles | إمبراطورية عظيمة أخرى حليفة لألمانيا كانت تحتضر |
Müdahale, Lenin ve Stalin'i, Batı'nın, komünizmi yok etmek için eline geçen her şansı kullanacağına, her müttefiği benimseyeceğine inandırdı. | Open Subtitles | ويوالي أي حليف من أجل تدمير الشيوعية |
Böylece artık bir müttefiği vardı. | TED | فالآن لديها حليف. |
...ama tek bir hatayı unutup potansiyel bir müttefiği yabancılaştırmasak olmaz mı? | Open Subtitles | وربما يكون حليف مستقبلي... محتمل؟ |
Elimizde dünyanın en güçlü müttefiği var. | Open Subtitles | لدينا أقوى حليف في العالم |
Genovese'in en yakın müttefiği olan Carlo Gambino. | Open Subtitles | (الرجل الذي كان حليف (جنوفيس |
Çünkü Şah Amerika'nın müttefiği sayılıyordu. | Open Subtitles | لأن "الشاه" كان يعتبر حليفاً أمريكياً |
Mart 1918'de, Almanya'nın müttefiği, Avust-Macaristan iflas ve kıtlıkla yüzyüzeydi. | Open Subtitles | بحلول شهر مارس 1918 واجهت النمسا المجر حليفة ألمانيا ، إفلاساً ومجاعة - |