| Pheebs, müziğimin tam ters amacı o. | Open Subtitles | ،لكن. فيبس، ذلك بالظبط عكس الهدف من موسيقاي. |
| müziğimin yumuşak ortak bir işleyişin parçası haline dönüşmesi fikrinden nefret ettim, | Open Subtitles | كرهت فكرة أن موسيقاي أصبحت جزءا من آلية الشركات |
| müziğimin sana göre olmadığını biliyorum ama bu sefer ki çok farklı. | Open Subtitles | أعرف أن موسيقاي لا تروقك لكن هذا شيء مختلف |
| Hissettiğim her şey, ben, olmak istediğim hepsini müziğimin içine koyuyorum. | Open Subtitles | كل شيء أشعر به، ما أنا، ماذا أريد أن أكون هي موسيقاي. |
| Piyano çalışıyorum ve öğrenciler dansı müziğimin eşliğinde öğreniyorlar. | Open Subtitles | ألعب البيانو هناك، والطلاب هناك تعلم رقصهم على موسيقاي. |
| müziğimin ses getireceği o günün geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أتوقع أن يأتي يوم تعزف فيه موسيقاي |
| "Ve bende müziğimin seninle olmasını istiyorum" | TED | و انا اريد ان ترافقك موسيقاي" |
| müziğimin seksle ilgisi yoktur. | Open Subtitles | موسيقاي ليست عن الجنس |
| Benim müziğimin bununla alakası yok. | Open Subtitles | هذا ليس ما تتعلق به موسيقاي |