Bu müzik kutusunu tekmeleyip kıracağım, sen de tamir edemeyeceksin, Henry. | Open Subtitles | سأركل صندوق الموسيقى هذا انت لا تصلحه يا هنري |
Bana şu müzik kutusunu verir misin, bir tanem? | Open Subtitles | إحصلْ على ذلك صندوق الموسيقى لي، سَأنت، عسل؟ |
O müzik kutusunu parçalayıp inceleyeceğimi düşünmediğin için bana verdin. | Open Subtitles | أقمت بإعطائي صندوق الموسيقى ذاك لأنك لم تظن بأني قد أفككه وأتفحصه؟ |
Sonrasında kendisine müzik kutusunu götürürsem videonun kaybolacağını söyledi. | Open Subtitles | بعد ذلك، أخبرني إذا أحضرت له الصندوق الموسيقي فإن الفيديو سيختفي |
Bu arada, müzik kutusunu çalan ortaya çıkana kadar ışıklar saat tam 8'de sönecek. | Open Subtitles | وبالمناسبة، حتى يتقدّم ذاك اللص الذي سرق الصندوق الموسيقي إلى الأمام، فالأضواء ستغلق في الساعة الثامنة مساءً |
Rambaldi'nin müzik kutusunu çalıştıran şifrenin Rus yazarların listesi olduğundan şüpheliyim. | Open Subtitles | أشكّ في الرمز الذي أنشّط صندوق موسيقى رامبالدي قائمة المؤلفين الروس. |
Sark, Rambaldi'nin tasarladığı bir müzik kutusunu arıyor. | Open Subtitles | سارك يبحث عن صندوق الموسيقى صمّم من قبل رامبالدي. |
Derevko, Sark'ın müzik kutusunu çalıştıracak bir şifreyi çözmeye çalıştığını söylemişti. | Open Subtitles | دريفكو أخبرنا الذي سارك يعمل على تكسير المجموعة تلك ينشّط صندوق الموسيقى. |
Sark, Rambaldi'nin tasarladığı bir müzik kutusunu arıyor. | Open Subtitles | سارك يبحث عن صندوق الموسيقى صمّم من قبل رامبالدي. |
Almaya gönderildiğin müzik kutusunu Bay Sark alıp kaçtı. | Open Subtitles | صندوق الموسيقى بأنك أرسل للإسترجاع. أفلت السّيد سارك منها. |
Evet bunun gibi şeyler. müzik kutusunu almadın değil mi? Öyleyse geri vermelisin | Open Subtitles | هل أخذت صندوق الموسيقى الذي أعطتني أياه جدتي؟ |
Birkaç kere evi arayıp telefondan müzik kutusunu dinletti. | Open Subtitles | أتعرف أنها كانت تتصل وتشغل ألحان صندوق الموسيقى على الهاتف؟ |
Baban, o müzik kutusunu annen için yaptırmıştı. | Open Subtitles | لقد صنع اباكي صندوق الموسيقى هذا من اجل امك |
Kızıl'ın müzik kutusunu bulmasını mı umuyordun? | Open Subtitles | آملا ان هذه الحمراء قد تجد صندوق الموسيقى |
bahse girerim ki Van Sloan'un soyundan gelenler, hala o müzik kutusunu arıyordur. | Open Subtitles | و مطاردة صندوق الموسيقى مستمر حتى يومنا هذا |
Diva olmayı öyle çok istiyordu ki, müzik kutusunu çalarsa Diva olabileceğini söyledim. | Open Subtitles | أرادت أن تكون مغنية بشكل سيء، أخبرتها أنّ بإمكانها ذلك إذا سرقت الصندوق الموسيقي |
Sonra gece uyuması için ona bu şarkıyı çalan müzik kutusunu aldım. | Open Subtitles | لذا أحضرت له ذلك الصندوق الموسيقي الذي كان يعزف تلك الأغنية ليساعده على النوم ليلًا |
Tamam, evi gezip müzik kutusunu bulacağız ve alıp kaçacağız. | Open Subtitles | حسناً , سنأخذ جولة فى المنزل ونحضر الصندوق الموسيقي , وثم نخرج |
O müzik kutusunu bana getirin. | Open Subtitles | أحضرا لي هذا الصندوق الموسيقي. |
Sark, Rambaldi'nin müzik kutusunu aldıktan sonra Falkland Adaları'ndaki bir eve gittiğini öğrendik. | Open Subtitles | بعد سارك تعافى صندوق موسيقى رامبالدي، تعقّبناه إلى البيت الآمن في جزر الفوكلند. |
Ben de, en sevdiği şarkılardan birini çalan bu çok güzel müzik kutusunu buldum. | Open Subtitles | لذا، عثرت على هذا الصندوق الموسيقى الجميل الذى يعزف احدى اغانيها المفضلة |
Camille Le Haut benim müzik kutusunu kıran kişi. | Open Subtitles | فمن كميل لو هوت، الذي كسر مربع الموسيقى بلدي. |