Her ne kadar yıkım bir süredir planlanıyorduysa da ekibin şefine göre Müzik ve havaî fişekler "kesinlikle planda olmayan" bir durummuş. | Open Subtitles | لقد تم التخطيط للدمار في نفس الوقت مع الموسيقى و الألعاب النارية و وفقاً لرئيس الطاقم لم تكن أبداً على جدول الأعمال |
Size Müzik ve onunla alakalı her şeyin yasaklandığını bildirmekle mükellefim. | Open Subtitles | قد أُمر بتحريم كل أنواع الموسيقى و كل ما يتصل بها |
Bu nedenle böyle tuhaf beyinlere sahip olduk, din, Müzik ve sanattan hoşlanıyoruz. | TED | و هذا هو السبب في حصولنا على عقلول مميزة تحب الدين , و الموسيقى , و الفن. |
Yemek, Müzik ve işte grup. | Open Subtitles | و يكون هناك موسيقى و أكل و مقابلة الفرقة |
Seksi bir Müzik ve küçük bir ateş fikrini değiştirmesine sebep olabilir. | Open Subtitles | هاا وموسيقى مثيرة من المدفأة ـ سوف تغير رأيها |
Kepler burada tanrıbilime ek olarak Yunanca, Latince, Müzik ve matematikle tanıştı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى علم اللاهوت و تعرض كبلر لدراسة اليونانية واللاتينية , والموسيقى والرياضيات. |
Hepsi Müzik ve saksafon çalmakla ilgili. | Open Subtitles | حسنا , انها جميعها تدور حول الموسيقى و العزف على الساكسفون |
Danny, Müzik ve ışıkları çalıştırır mısın? | Open Subtitles | دانى , هل تمانع أن تشتغل فى الموسيقى و الأضواء ؟ |
Daha çok Müzik ve müzik endüstrisi hakkında bildiklerinden. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد لأنك فى الغالب تعرفين الكثير عن الموسيقى و الصناعة بها |
Müzik ve havai fişekler için 10 dakikamız var. | Open Subtitles | بعد عشر دقائق ستبداْ الموسيقى و أعمال النار. |
- Resim,Müzik ve resim dahil | Open Subtitles | ابداع للانسان ,بما فى ذلك الشعر و الموسيقى والرسم |
Müzik ve konuşmalar yüzünden sesimi duyurmak için bağırmam gerekti. | Open Subtitles | كان على أن أصرخ حتى أكون مسموعة. في وسط الأصوات المتعالية و الموسيقى |
Müzik ve konuşma yetileri ortak bir söz dizilimini kaynak olarak paylaşıyorlar. | Open Subtitles | العملية العصبية المسؤولة عن اللغة و الموسيقى تتشارك بنفس مصدر الأعصاب |
Bunları kişisel kullanım ürünlerine indirgedik, çeşitli piller, elektronik, hatta Müzik ve eğlence. | Open Subtitles | قمنا بتضييق المجال على أشياء أكثر شخصية، متنوعة بطاريات، إلكترونيات، حتى موسيقى و ترفيه |
Ayrıca buz, pasta, dekorasyon, hediyeler, Müzik ve konuklar. | Open Subtitles | وأيضا ثلج ، كعك ، زينة هدايا ، موسيقى و ضيوف |
(Müzik) Ve 17'nci yüzyılda, bu daha çok şu şekildeydi. | TED | (موسيقى) و في القرن السابع عشر، اصبحت هكذا |
Havalı çocuklar, iyi Müzik ve karanlıkta parlamaca bebeğim. | Open Subtitles | تلامذة رائعون وموسيقى رائعة وأغراض متوهجة في الظلام |
Havyar, sakin Müzik ve hos bir arkadas. | Open Subtitles | كفيار وموسيقى هادئة وصديقة رائعة |
Bütçeyi kestiler! En büyük zarar Müzik ve sanat programlarına geldi. | Open Subtitles | لقد خفضو الميزانية برنامجا الفنون والموسيقى أكثر المتضررين |
Mesela, insanlar seni ihmal ettiklerinde "Müzik ve Anlamı" her zaman yanındadır. | Open Subtitles | عندما الأشخاص يخذلونك، فلا تزال هُناك الموسيقى والمعنى. |
Müzik ve koreografi öğrenmek bir şekilde beynimi açtı. | Open Subtitles | تعلم الغناء والرقص فتح عقلي بطريقة ما |