Burada Mıknatıslar ve hava püskürtme kullanılarak malzemeler elenir. | TED | نحن نقوم بنخل المواد ونستخدم المغناطيس وأيضا نستخدم تصنيف الهواء |
Bunları daha kullanışlı bir teknoloji ile değiştirdim: Mıknatıslar. | TED | فقمت باستبدالها بتكنولوجيا أسهل: المغناطيس. |
Mıknatıslar, Harvard öğrencisine kampüsünde kot giyebilme imkânı verdi, çünkü tek başına giyebiliyordu. | TED | المغناطيس الذي مكن طالب هارفارد المستجد من إرتداء الجينز في الحرم الجامعي، لأنه استطاع ارتداء ملابسه بنفسه. |
Şu anda da bu Mıknatıslar beyninin o kısmını uçuruyor. | Open Subtitles | وحاليًا تقوم هذه المغناطيسات بتضخيم قدرات هذا الجزء من الدماغ |
Boynumuzdaki tasmalarda güçlü Mıknatıslar olmalı! | Open Subtitles | الياقات التي على رقابنا تبدو لإحتواء المغناطيسات القوية |
Gücünü düşen sudan olan kocaman Mıknatıslar 750.000 ampulü yakmak için yeterli elektrik üretiyor. | Open Subtitles | مغناطيسات عملاقة تديرها قوة الشلالات مولدة كهرباء تكفي لإضاءة ثلاثة أرباع مليون مصباح كهربي |
Bu büyük mavi şeyler 7 ton ağırlığındaki süperiletken Mıknatıslar ve sıvı helyumla, dünya üzerindeki en düşük sıcaklıklara kadar soğutulmaları gerekiyor. | Open Subtitles | هذه الأشياء الزرقاء الكبيرة هي 7 طن المغناطيسيات فائق التوصيل التي يجب أن تبرد بواسطة الهيليوم السائل |
Şimdi Mıknatıslar, bağlantının kopmadığını sanıyor. | Open Subtitles | الآن المغناطيس خُدع بحيث أنالاتصاللن يُقطعأبداً. |
Mıknatıslar. Sadece vurmaya yaklaş, sana ödülünü veririm. | Open Subtitles | المغناطيس فقط إجعليه متقارب سوف أعطيك جائزتك |
Mıknatıslar birbirlerine ulaşmak için en rahat yolu seçerler. | Open Subtitles | تأخذ كرات المغناطيس طريق أقلّ مقاومة للوصول إلى بعضها البعض. |
Tamam, elimdeki bu Mıknatıslar bu şeye bağlı. | Open Subtitles | حسنا ، الآن ، لدي هذا المغناطيس وهو مثبّت بهذا الشيء |
Volkanlar ve Mıknatıslar gibi açıklanamayan şeylerden biri daha. | Open Subtitles | وهذا واحدا ً من أشيائهم الغير مفهومه انها مثل المغناطيس او البراكين |
Çocuklar yüzyıllardır Mıknatıslar ve demir tozlarıyla oynarlardı. | Open Subtitles | قد كان يلعب الأطفال بقطع المغناطيس وبُرادة الحديد لقرون |
Sen istiyorsun koymak kim olduğunu söyle içinizde bu Mıknatıslar , Randall ? | Open Subtitles | اتريد ان تخبرنى من الذى وضع هذا المغناطيس بداخلك,راندال؟ |
Mıknatıslar onu tutabilecek kadar güçlü olur mu sizce? | Open Subtitles | هل تعتقدين حقا أن المغناطيس سيكون قوبا بما فيه الكفاية للسيطرة عليه؟ |
Eğer dolapların kenarlarını jel malzemeyle kaplarsak, dolap kapandığı zaman gürültü çıkarmayacaktır, ve ek olarak, Mıknatıslar dolapların kapalı kalmasını sağlayacaktır. | TED | إذا نظمتم جوانب الخزانات باستعمال الهلام المغناطيسي، حين تغلق الخزانة بعنف لن تصدر صوتا عاليا، وبالإضافة إلى أن المغناطيس ستبقي الخزانة مغلقة. |
O şeyleri benden uzak tut. Mıknatıslar kontrol ünitemi mahvediyor. | Open Subtitles | أبعد عني المغناطيسات فهي تعطّل نظام ضبط النفس لديّ. |
Mıknatıslar da bunu yapabilir, hiç zorlanmadan. | Open Subtitles | المغناطيسات يمكن أن تفعل ذلك ,أيضاً,بسهولة. |
Kendilerininkini almaya gücü yeten insanlar için iki milyon dolarlık Mıknatıslar için sıraya giren adam mısın? | Open Subtitles | ..هل أنت الشخص الذي يجلب مغناطيسات بقيمة 2 مليون دولار لأشخاص يمكنهم أن يشتروا واحدا خاصا بهم,أم أنت الشخص الذي يتأكد من أن منزه الكلاب المحلي |
İçinde Mıknatıslar var. | Open Subtitles | هناك مغناطيسات بداخلهم |
Yani çıkartılan Mıknatıslar tamamen yenilendi. | Open Subtitles | وهكذا المغناطيسيات التي تم إخراجها يجري تجديدها |
Benim suçum değil. - Mıknatıslar hakkında bir şey bilmiyordum. | Open Subtitles | لمْ أكن أعرف شيئاً عن وجود مغناطيس في سماعات السيّارة. |