Kekeledi, mırıldandı. | Open Subtitles | لذا تمتم وتلعثم وقال أخيرا |
Minnettar bir ses: "Çok minnettarım, vali." diye mırıldandı. | Open Subtitles | ... تمتم بنبرة إمتنان " ممتن كثيراً ، أيها المُحافظ " |
"Rahip Latince bir dua mırıldandı... | Open Subtitles | حتى تمتم صلاةً لاتينية |
Çoğunlukla mırıldandı. Söylediklerinden pek bir şey anlamadım yani. | Open Subtitles | كان يتمتم في الغالب ولم أفهم شيئاً مما قاله |
Net olarak duydum. Sessizce "Yahudi" diye mırıldandı. | Open Subtitles | سمعته بوضوح كان يتمتم تحت أنفاسه يهودي |
Dükkana giren adamG Happ isimli biri hakkında mırıldandı. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} الرجل في المتجر ظل يتمتم بخصوص رجل إسمه (هاب). |
"...şöyle mırıldandı... 'Bunun bir anlamı yok. Hiçbir anlamı yok.' | Open Subtitles | و تمتم ببساطة " هذا لا يعنى شىء |
Garip bir dua mırıldandı. | Open Subtitles | و تمتم صلاة غريبة |