Cleander, Mısır'dan gelen tahılların yönünü değiştirmiş ve tahılları doğru ana kadar bir yerde saklamıştı. | Open Subtitles | غير كلياندر من وجهة شحنات الحبوب الواردة من مصر و قام بتخزينها متحينا اللحظة الملائمة |
- Onlarda Mısır'dan gelen büyük bir elmas var | Open Subtitles | عندهم هذا الماس الكبير من مصر. |
Mısır'dan gelen kız, koçunu görmek için Rusya'ya uçuyor. | Open Subtitles | تلك الفتاة من مصر تطير _ إلى روسيا لرؤية مدربها |
Adam onların Mısır'dan gelen iş adamları olduklarını söyledi. | Open Subtitles | قال " آدم " أنهم رجال أعمال من " مصر " |
Mısır'dan gelen trafiği görüyordunuz. | Open Subtitles | حيثُ تستطيعُ أن ترى حركة مرور الإنترنت القادمة من (مصر). |
Mısır'dan gelen şey. | Open Subtitles | أهذا الشئ الجديد من مصر ؟ |