Eee, Roma'daki Gap mağazasında olup, Broadway'dekinde olmayan şeyler ne? | Open Subtitles | وماذا عنك؟ بماذا يتميز متجر غاب روما عن غاب برودواي؟ |
Ve sonra, bir kaç yıl önce Oyuncak mağazasında düşünmüştüm. | Open Subtitles | قبل سنوات قليلة كنت في متجر العاب و راودتني فكرة |
Dostum, vaktiyle elektronik mağazasında çalışırdım, ama Cyrus'ın da dediği gibi. | Open Subtitles | يا رجل، كنت أعمل في متجر للإلكترونيات لكن كما قال سيريوس |
Hey, bekle. Ben müzik mağazasında tanışıp, sonra ekebileceğin biri değilim. | Open Subtitles | انتي, توقفي. انا لست مثل اي رجل قابلته في محل الموسيقى |
Şartlı tahliye memuru 8 aydır müzik mağazasında çalıştığını söyledi. | Open Subtitles | قال الشرطي أنه يعمل بمحل موسيقيات وقبل هذا بـ8 شهور |
Giyim mağazasında çalışan ve profilimize uyan kimse yok. Aynı şey tutuklama kayıtları ve hırsızlar için de geçerli. | Open Subtitles | لا أحد يناسب الأوصاف ممن يعملون بمتجر الملابس، نفس الشيء مع سجلات إعتقال السارقات. |
Şu şişeleri ve küreği hatırlasana, ve ayakkabı mağazasında ayağını ölçtükleri o şeyi. | Open Subtitles | ,هل تتذكر القنينة والمجرفة وذلك الشيء الذي قاسوا به قدميك في متجر الحذاء؟ |
Ama işin aslı sen de elektronik mağazasında çalışan bir ahmaksın. | Open Subtitles | و لكن الحقيقة هي أنك فقط أخرق تعمل في متجر للإلكترونات |
Bu yüzden bir iç çamaşırı mağazasında durmamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريديني أن اتوقف بالقرب من متجر, لتشتري بعض السراويل |
Gelinlik mağazasında bizim gelinliğe çok benzeyen bir gelinlik bulduk. | Open Subtitles | وجدنا تقريباً الثوب الأكثر شبهاً به في متجر بُدل الزفاف. |
Ama bu derine dalışı, erkek giyim mağazasında yapabilir miyiz? | Open Subtitles | لكن أيمكننا القيام بهذا الغوص العميق في متجر ملابس رجالي؟ |
- Ondan evvel? Bir oyuncak mağazasında çalıştım. Çocuklar için, oyuncak ev setleri satıyordum. | Open Subtitles | عملت فى متجر كبير ، فى اللعب أشرح كيفية بناء مجموعات الأطفال |
Onu sana erkek mağazasında mı öğretirler, Lennie? | Open Subtitles | هل يعلمونك هنا في متجر الألبسة التجارية ؟ |
Uh, evet. Aşağıdaki peruk mağazasında hala insan saçı satın alıyorlar mı? | Open Subtitles | صحيح ، هل مازالوا يشترون الشعر البشري في متجر الشعر المستعار؟ |
Herhangi bir taş ve mücevher mağazasında 7 dolar. | Open Subtitles | سبعة دولارات فى اى متجر صخور و احجار كريمة |
"Kız Arkadaşınız" mağazasında yapılacak olan özür etkinliğinin planlanmasına yardımcı olmak isterim. | Open Subtitles | أود أن أساعد في تنسيق جولة الاعتذار في محل بيع الصديقة الحميمة |
Bir adam spor mağazasında kafasını uçurmuş. | Open Subtitles | حيث قام رجل بتفجير نفسه بمحل أدوات رياضية |
Gerçi bu kötü bir örnek oldu, çünkü çocuklarımı 2004'te bir Sears mağazasında terk edip gitmiştim. | Open Subtitles | و هو مثال سيئ لأنني تركت أطفالي بمتجر "سيرز" عام 2004 |
Sonra, küçük bir mobilya mağazasında şarkı söyleyen temsilci olmayı denedim. | Open Subtitles | ثم حولت يدي كمغني على لسان محلات حراج الأثاث |
Onları 14. Cadde'de bir kot mağazasında buldum. | Open Subtitles | كانت قادمة لمتجر جينس القابع بالشارع 14 قبل أن تلقاني، |
Bunu alışveriş mağazasında ki köşkte doğru düzgün yapmam lazım. | Open Subtitles | سوف أفعل هذا كما ينبغي عند كشك في المركز التجاري |
Çünkü bu bir oyuncak mağazasında göreceğiniz şeydir ve bir oyuncak mağazasında olduğunuzu düşünüyorsunuz, çünkü... | Open Subtitles | هذا ما تراه في مخزن للألعاب ويجب أن تعتقد أنك في مخزن للألعاب |
Hayır? Çünkü bu bir oyuncak mağazasında göreceğiniz şeydir ve bir oyuncak mağazasında olduğunuzu düşünüyorsunuz, çünkü... | Open Subtitles | لا , حسنا لان هذا ما يوجد فى محل للعب الاطفال |
Paten mağazasında 1000 dolar. Birkaç yüz dolar video oyunu dükkânında. | Open Subtitles | لدينا 1000 دولار بدكانِ زلاجات أيضاً بضعة مئات بمحلات ألعاب الفيديو |
Egonla beraber o ayakkabı mağazasında 45 dakikadan az kalmış ve mağaza müdürününki de dâhil tüm ayakkabıları denememiş olsan... | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تُفكّرَ ظهرَ في الدقائقِ الـ45 أنت وأناكَ مستهلك في ذلك مخزنِ الحذاءِ صَعِب على كُلّ حذاء! |