maaşınla oynayamayız. Başka indirim gerekli. | Open Subtitles | راتبك لا يكفي لعمله تحتاج الى بعض الخصومات |
Senin maaşınla geçinemiyoruz. Yılda 5,000 dolar böyle bir makam için neredeyse bir hiç. | Open Subtitles | لا نستطيع العيش على راتبك لسنوات 5،000 لا تكفي حتى لهذا المكتب |
Aklın, yeni büyük maaşınla fazlasıyla meşguldü. | Open Subtitles | عقلك كان في مكان آخر عند راتبك الكبير |
Eskiden ne ile uğraştıysa, yine ortalıkta onunla uğraşacak ve senin avukat maaşınla yaşayacak. | Open Subtitles | ويعيش حياته على راتب دارسة القانون وهو يجلس في الأرجاء ولا يفعل شيءً |
- Veya ilk maaşınla yenisini alır verirsin. | Open Subtitles | أو تــشتري لي واحدة جديدة عند استـلام أول راتب |
maaşınla ikinizin de iyi bir şekilde yaşayacağını düşünüyor. | Open Subtitles | إنه يشعر أن كليكما يمكنكما العيش جيداً براتبك |
Tabii ki zorundayım. Senin maaşınla geçinmeye devam edemeyiz. | Open Subtitles | بالطبع مفروض , لا يمكننا العيش من دخل واحد |
Sadece senin maaşınla yaşayamayız. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع أن نعيش فقط على راتبك |
- Kendi maaşınla geçinebilirsin. | Open Subtitles | - يمكنك الحصول عليه على راتبك. |
maaşınla değil. | Open Subtitles | ليس على راتبك |
- Ben öderim. Sen de ilk maaşınla iade edersin. | Open Subtitles | أنا سأدفع و سترد لي بأول راتب |
Polis maaşınla bunu karşılayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | اكثر من راتب الشرطي |
maaşınla bu şeylerin parasını... nasıl ödeyebiliriz bilmiyorum. | Open Subtitles | أجهل كيف سنتحمّل هذه التكاليف، براتبك الحالي. |
Grill'deki maaşınla bana parasını ödeyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تعوّضني براتبك من المطعم |
Tabii ki zorundayım. Senin maaşınla geçinmeye devam edemeyiz. | Open Subtitles | بالطبع مفروض , لا يمكننا العيش من دخل واحد |