Bu imkansız. Olay mahali fotoğrafları kanın kurbanın vücudundan dışarı doğru yayıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | هذا محال، صور مسرح الجريمة تظهر الدم وهو ينتشر للخارج حول جثة الضحية |
Bu senin ilk suç mahali tecrüben... ..benim bastığım yerden başka bir yere basmanı istemiyorum. | Open Subtitles | هناك طريق واحد لكى تدخل مسرح الجريمة أريدك أن تضع قدمك حيثما قدمى تكون ولا مكان آخر |
Üçlü kanıta ihtiyacımız var Bones, fiziksel kanıt, cinayet aleti, suç mahali. | Open Subtitles | علينا أن نقسَم الأمر لثلاثة أجزاء يا كتلة العظام الدليل المادي, سلاح الجريمة مسرح الجريمة |
Suç mahali ortada kalkınca bu şerit de gider. | Open Subtitles | عندما لم يعد مسرح الجريمة، الشريط يذهب بعيدا. |
- Başının arkasından vurulduğunu görmeme rağmen, Dr. Brennan'ın ihtiyacı olan cinayet mahali. | Open Subtitles | حتى أنه يمكنني أن أرى انه تلقى رصاصة خلف رأسه ما تريده الطبيبة برينان هو مسرح الجريمة |
Yeni bir suç mahali gibi davranın... tam iş. Haydi gidelim! | Open Subtitles | تعامل معها على أنها مسرح جريمة جديد, بالمعدات الكاملة لنبدأ |
Tüm yaptığımız hayvanlı bisküvilerden yemek ve suç mahali hakkında düşünmek. | Open Subtitles | كل مانفعله أننا نتناول الكعك ونتعدى على مسرح جريمه |
Kamyondakiler benim parmak izlerim ve şu suç mahali resimlerine yakından bakın. | Open Subtitles | بصماتي على الشاحنة و أمعن النظر في صور مسرح الجريمة |
Burası halen bir cinayet mahali efendim ve siz ikinizin buraya geri dönmemeniz gerekirdi. | Open Subtitles | هذا مسرح جريمة تحت التحقيق يا سيدي. ولا ينبغي أن تكونا هنا. |
Korkarım toprağınız cinayet mahali olarak kutsanmış, Peder. | Open Subtitles | أخشى أن أرضك ستقدس بكونها مسرح جريمة, يا أبتاه |
Evet. Bu demektir ki suç mahali herhangi bir yer olabilir. | Open Subtitles | نعم ، الأمر الذي يعني أن مسرح الجريمة يمكن أن يكون في أي مكان |
Suç mahali oldukça titizce hazırlanmıştır ki bu fazlaca ön tasarlama gerektirir. | Open Subtitles | مسرح الجريمة كان منظم ومتقن الذي يبدو أنّه توحي كمية كبيرة من سبق الإصرار والترصد |
Ne suç mahali ne de araştırmaya başlayacak bir yer... | Open Subtitles | لا مسرح جريمة. لا مكان واضح لبدء التحقيقات. |
Suç mahali ile eşleşirler belki. | Open Subtitles | قد يكون هناك شيء يضعه في مسرح الجريمة، أجل. |
Orası bir suç mahali, anne. Bizler eğitimli profesyonelleriz. | Open Subtitles | إنّه مسرح جريمة يا أمّاه، نحن متدرّبين محترفين |
Suç mahali görüntüleri arabada. Neyi görmek istiyorsun ki? | Open Subtitles | صور مسرح الجريمة في السيارة أتوديـن رؤيتهـا |
Orası suç mahali. Oraya gitmesi biraz fazla göz önünde olmaz mıydı? Göz önünde... | Open Subtitles | لازال مقفلاً, إنه مسرح جريمة ألا يعتبر هذا واضحاً على أية حال؟ |
Dua edelimki bu Tek suç mahali olsun. | Open Subtitles | دعونا ندعو أنّ هذا هو مسرح الجريمة الوحيد. |
Ama onun o suç mahali kanıtıyla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | لَكنَّه لم تكن له علاقة بأدلة مسرح الجريمة |
Tamam, burası artık bir suç mahali, o yüzden ikinizin de kafeden çıkmasını istiyorum, böylece biz de kanıt toplayalım, lütfen. | Open Subtitles | حسناً هذه الآن مسرح جريمة أريد من الجميع الخروج من هنا , كي نجمع الأدلة |
- Başka bir kanıtımız da yok. Kanıt demişken, suç mahali ile ilgili Olay Yeri raporunu gönderdiler. | Open Subtitles | بمُناسبة الحديث عن ذلك، لقد جلبوا تقرير وحدة الجرائم لمسرح الجريمة. |