Yanıp kül olan mahallelerde çadırlar inşa ediyoruz. | TED | نحن نبني خيام التيبي في الأحياء التي كانت تحترق. |
Şehirdeki kenar mahallelerde kız çocukları uzak durma eğilimdeydi. | TED | في الأحياء الفقيرة في المدن، مالت الفتيات على البقاء بعيداً. |
mahallelerde her zaman ortaya çıkan bir başka sorun ise: Hız. | TED | وبذلك تطرأ قضية أخرى دومًا في الأحياء وهي السرعة. |
Beni ucuza getirme, Kenar mahallelerde ücretin 15 dolar civarında olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا تكوني رخيصة معي أعلم أن هذا يكلف 15 دولار في الضواحي |
Kenar mahallelerde ortaya çıkan tüm boşluklar tekrar doldurulmuştur. | TED | كل الفراغات الظاهرة في الضواحي ستملأ مجددا |
Ev emekçisi kadınlar fakir mahallelerde yaşar, zenginlerin evine çalışmaya gider. | TED | تعيش عاملات المنازل في أحياء فقيرة، وبعد ذلك يعملن في أحياء ثرية. |
Beyazların yaşadığı mahallelerde de sokağa çıkma yasağı var mı? | Open Subtitles | هل لديهم حظر تجوّل بأحياء الناس البيض؟ |
Düşük gelirli mahallelerde, çocuklar neredeyse okul döneminde öğrendiklerinin üç ayını yazın unutuyorlar. | TED | وفي الأحياء المنخفضة الدخل، ينسى الأطفال كل ما درسوه من السنة الدراسيّة خلال ثلاثة أشهر خلال الصيف. |
Okullar siyahlar ve beyazlar için ayrıydı, mahallelerde sınırlar katıydı, komünizm özgürlüğü tehdit etti ve eğer kansere yakalanırsanız, uzun süre yaşama şansınız yoktu. | TED | كانت المدارس معزولة الجنسين الأحياء حمراء بأن الشيوعية مهددة وعندما يأتيك السرطان لن تطول محاربتك له |
Poliçe... yoksul mahallelerde kapı kapı dolaşılarak satılır. | Open Subtitles | البوليصة تباع بصورة شخصية في الأحياء الفقيرة |
Afrika-Amerikalı mahallelerde dağıtılan gerçek dışı... el ilanları nedeniyle birbirlerini suçladılar. | Open Subtitles | على خلفية توزيع منشور ٍ مثيرٍ لللجدل في بعض الأحياء الآفرو-أمريكية |
Ben zengin mahallelerde insanları Bulurum, | Open Subtitles | أبحث عن الناس في النوادي وفي الأحياء الغنية |
Evet, Kuzey'de yaşıyor. Kenar mahallelerde. | Open Subtitles | أجل، إنه يعيش في الشمال في مكان ما في الأحياء الفقيرة |
Ben de haberlerde duydum polisler mahallelerde önce vururlar sonra sorgularlarmış. | Open Subtitles | لقد سمعت في الأخبار أنهم يضربون الناس في الأحياء الفقيره هم يطلقون النار أولاً ثم يسألون لاحقاً |
Kenar mahallelerde hafta sonları araba yıkamak, çim biçmek ve çocuklara hakaret etmek için harika zamanlardır. | Open Subtitles | تعتبر نهاية الأسبوع في الضواحي وقت جيد لغسيل السيارة لجز العشب أو لتأنيب أبناءك |
Kenar mahallelerde bakımlı bir çimenlikten daha önemli bir şey varsa bu da dedikodudur. | Open Subtitles | و الشئ الوحيد الأكثر أهمية من الاهتمام بالحفاظ على الحديقه في الضواحي هو القيل و القال. |
Seyircilerimizin ilgisini en çok kenar mahallelerde işlenen suçlar çekiyor. | Open Subtitles | نجد مشاهدينها مهتمين أكثر بالجرائم المدنيه في الضواحي تجذبهم أكثر في الضواحي |
Seyircilerimizin ilgisini en çok kenar mahallelerde işlenen suçlar çekiyor. | Open Subtitles | نينا مشاهدينا يهتمون بالجرائم التي تحدث في الضواحي او جرائم يكون لها صلة وامتداد بالضواحي |
Hayatın çoğunu kötü mahallelerde geçirmiş, kötü işler yapmış. | Open Subtitles | ولقد عاش معظم حياته في أحياء قذرة ووظائف حقيرة. |
Genelde fakir mahallelerde arabamı kullanırım. | Open Subtitles | أنا دائماً ما أقودُ بأحياء... (مهجورة) |