Tatlım, her şeyi mahvettiğim için özür dilerim... ama inan bana o masör... | Open Subtitles | حبيبي أنا متأسفة أنني أفسدت كثيراً من الوضع ولكن اقسم لك بأن المُدَلِّك |
Güzel olduğunu söyledin ve fişini mahvettiğim için de iade edemeyeceğim şimdi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أنه يبدو جميلاً والآن لقد أفسدت الفاتورة ولا يمكنني إرجاعه |
Senden özür diliyorum. Gecenizi mahvettiğim için çok üzgünüm. | Open Subtitles | ,و أنا أعتذر لكى بالفعل آسف جدا ً لأننى أفسدت ليلتك |
Aklımdan geçen takımımı mahvettiğim için bana kızacak olmasıydı. | Open Subtitles | لقد تخطت ذلك ؛ لأنّني خربت ذلك الدعوة. لقد تخطت ذلك. |
Olası bir flörtünü mahvettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة على تخريب "شبه" الموعد الغرامي الخاص بكِ. |
Doğumgününü mahvettiğim ve seni korkuttuğum için senden çok özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة لإفساد عيد ميلادك و إعطائك بعض الخوف |
Akşamınızı mahvettiğim için üzgünüm, ama bu patlamaya karşı titanyum bir kapı. | Open Subtitles | أكره إفساد المساء، لكن يبدو بأن هذا الباب من التيتانيوم المضاد للانفجار. |
Randevunu mahvettiğim için kendimi kötü hissettim, ...bunu telefi etmek istedim. | Open Subtitles | شعرتُ بالسّوء حيال افساد موعدكِ لذا أردتُ أن أعوّضكَ إيّاه. |
Dostum, planlarını mahvettiğim için üzgünüm. İşe gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | . انا اسف , لقد افسدت موعدك . انا يجب أن أذهب الى العمل |
Kusursuz planınızı mahvettiğim için bana kızgın olduğunu biliyorum ama iyi haberlerim var. | Open Subtitles | حسناً, أعلم بأنك غاضب لأني أفسدت خطّتك المحكمة ولكن لدي أخبار سارّة |
Herşeyi mahvettiğim dışında ne söyleyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي أقوله غير أنني أفسدت الأمور |
Tatiana ile randevunu mahvettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | فيل , أنا آسف لأنني أفسدت موعدك مع تاتيانا |
Portland, Oregon'a gidip bir karaciğerini mahvettiğim kadın için karaciğer mi alacağım? | Open Subtitles | ،أنا سوف أسافر إلى بورتلاند، بولاية اوريغون لجلب كبد لأجل إمرأة الذي أفسدت مسبّقاً كبد لها؟ |
Bütün bu romantik zamanımızı mahvettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | حسناً , أنا آسف لأنني أفسدت وقتنا الرومانسي معاً |
Masum olduğumu söylersem bu, hayatımı mahvettiğim anlamına gelir kardeşim. | Open Subtitles | أذا قلت لك أنك بريء فهذا يعني أنك أفسدت حياتي, يا أختاه |
Ben... Hamilelik müjdeni mahvettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | انا اسف جدا ,انني خربت خبر الحمل |
Prenses olma fırsatını mahvettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف أنني خربت عليكِ صورة الأميرة |
Tatilinizi mahvettiğim için de özür dilerim. | Open Subtitles | وتؤسفني خسارتك وأعتذر عن تخريب رحلتك |
Bazen, ilişkimizi mahvettiğim için beni hala affetmediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أشعرُ أحياناً أنّكِ لم تسامحيني لإفساد علاقتنا في الأساس |
Yemeği mahvettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف بشأن إفساد العشاء |
Tatil gününü mahvettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | شكرا يا سيدتى, واسف على افساد يوم راحتك |
Masum öğrencileri gözetleyerek yeni yıl kutlamamızı mahvettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | انا اسفة انى افسدت احتفالنا بالعام الجديد بمطاردة طلبة ابرياء |
Çok iyi bildiğim tek şey, görüştüğüm adamla sorunlarımı konuşmadığım için, birçok ilişkiyi mahvettiğim. | Open Subtitles | الشيء الواحد الذي أنا أَعْرفُ ذلك خرّبتُ الكثير مِنْ العِلاقاتِ مِن قِبل مَا ناقشَ الأشياءَ خارج مَع الرجلِ بِأَنِّي يَرى. |
mahvettiğim 8 yılbaşına karşılık 3 tane kurtarmış olacağım. | Open Subtitles | لنر، هكذا أكون قد أنقذت 3 أعياد مجيدة مقابل 8 أفسدتها -واثنين كانا ممتعين |
İşleri davayı çözmemek için bilerek mahvettiğim oldu mu hiç? | Open Subtitles | حسناً دعيني أصيغه بهذه الطريقة... -متى أفسدتُ الأمور عمداً حيث لم نتمكّن من حلّ قضية؟ |
mahvettiğim bir hayat ve neredeyse mahvettiğim başka bir hayat. | Open Subtitles | عن الحياة التي دمرتها وعن حياة أخرى كدت أدمرها |
Planını mahvettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لإفسادي عليك الحصول على مبلغ كبير |