Tam da bu noktada ekonomik anlamda sağduyunuzu küresel politik ekonominin kurallarını kendi lehinize manipüle etmek çok cazip görünür. | TED | يصبح الأمر مغرياً في تلك المرحلة لاستخدام معرفتك الاقتصادية للتلاعب في قواعد الاقتصاد السياسي العالمي لمصلحتك. |
Teorik olarak maddenin hâllerini manipüle etmek ve boyutsal enerjiyi aktarmak için kullanabilir ama pratik olarak benden çok ilerde bir teknoloji. | Open Subtitles | حسنا، نظريا يمكن استعمالهم للتلاعب بحالات المادة يقومون بنقل طاقة الأبعاد لكن عمليا |
Şüphelinin kurbanları manipüle etmek için lobotomi yaptığını söyledik. | Open Subtitles | إذاً فقد قلنا أن الجاني ربما يقوم بإزالة الفص الجبهي لضحاياه للتلاعب برغباتهن |
İşiniz insanları bağlamak, onları arkadaşınız yapmak, manipüle etmek, ve sonuç olarak yok etmek. | Open Subtitles | عملك هو جذب الناس والتشابك معهم وجعلهم أصدقائك, والتلاعب بهم وفي النهاية تدميرهم |
Yaptığın tek şey insanları kullanıp onları manipüle etmek. | Open Subtitles | كل ما يمكنك القيام به هو خداع الناس والتلاعب بهم |
İletişim kurmak isteyen iki kişi için tek yolun onları manipüle etmek isteyen üçüncü bir tarafın finanse edilmesi olan bir toplumda yaşayamayız. | TED | لا يمكننا الحصول على مجتمع يكون فيه إذا ما أراد شخصان التواصل، يكون فقط من خلال وعبر تمويل شخص ثالث يريد التلاعب بهم. |
Esas fikir: insan duygularını manipüle etmek. | TED | إذا الفكرة هي التلاعب بالمشاعر الإنسانية. |
İnsanları manipüle etmek için uydurulan bir düzine kural. | Open Subtitles | عدّة قواعد مختلقة للتلاعب بالناس فحسب |
Neden olduğunu anladınız, arama sonuçlarını manipüle etmek için. | TED | سترى لماذا -- للتلاعب في نتائج البحث. |
Beni manipüle etmek için suçluluk duygumu kullanıyorsun. | Open Subtitles | انت تستخدم الذنب للتلاعب بى |
Dünyayı kurtarabilecek tek kişinin Savage olduğunu öğrendiğimiz andan beri Oculus'u seni manipüle etmek için kullanıyorduk. | Open Subtitles | منذ أدركنا أن (سافاج) وحده قادر على إنقاذ العالم استخدمنا التبصر للتلاعب بك |
Chloe'yi sadece seni manipüle etmek için yarattı. | Open Subtitles | انه من خلق (كلوى) فقط للتلاعب بك |
Piyasaları ayarlayıp hükümetleri manipüle etmek ve dilediğiniz kişiyi gözetlemek için kullanabileceğinizi söylediğiniz bu çip. | Open Subtitles | والتلاعب بالحكومات والتجسس على من تختاره |
Ve kurbanlarını manipüle etmek heyecanının bir parçası. | Open Subtitles | والتلاعب بضحاياه هو جزء من التشويق |
Ahlaki endişeler daha çok zaten var olan yaşam biçimlerini manipüle etmek etrafında dönüyor. | Open Subtitles | المخاوف الاخلاقية تدور بالاساس حول التلاعب بأشكال الحياة الموجودة بالفعل |
Bir de bu yeteneğini insanlara yardım etmek için mi yoksa onları manipüle etmek için mi kullandığın sorusu var. | Open Subtitles | وهناك تشكيك إذا كنتِ تستخدمين تلكَ المهارة في مساعدة الناس أو التلاعب بهم |