Yüksek ses maruz kalmak ve bazı ilaçlar işitme kıllarını öldürebilir, bu da sinyallerin kulaktan beyne gitmesini önler. | TED | التعرض لضوضاء عالية وبعض الأدوية يمكن أن يقتل الخلايا الشعرية مما يمنع الإشارات من الانتقال من الأذن إلى الدماغ. |
Cinselleştirilmiş görüntülerin yerine veya bunlara ek olarak şiddet içerikli medya akışına sürekli maruz kalmak sorunlarımıza yol açıyor olabilir. | TED | ويمكن أن يكون التعرض إلى دفق مستمر من وسائل الإعلام العنيفة بدلًا من أو بالإضافة إلى الصور الإباحية المسبب لمشاكلنا. |
Mulder, yanılmışım bence zehre maruz kalmak, paranoyaya neden oluyor. | Open Subtitles | مولدر، لقد كنت مخظئة التعرض لهذه المبيدات يزيد من الرهبــة |
Uzun süreli maruz kalmak çeşitli solunum sorunlarına yol açabiliyor. | Open Subtitles | التعرّض لها لفترات طويلة يُمكن أن تؤدّي لمشاكل تنفسيّة حادة. |
O kadar yoğun gama ışınına maruz kalmak seni öldürmeliydi. | Open Subtitles | تعرضك لهذا المقدار من أشعة جاما كان بإمكانه قتلك. |
Ve grafikten görüyoruz ki İngilizce'ye maruz kalmak Çince'yi geliştirmiyor. | TED | والرسم البياني التالي يوضح بأن التعرض إلى اللغة الإنجليزية لم يحسن مهاراتهم في لغة الماندرين. |
İnsanlarda, arseniğe maruz kalmak hücre etkileşim ve işlevine zarar verebilir. | TED | في البشر، أن التعرض للزرنيخ بالإمكان أن يتلف الطريقة التي تتواصل بها الخلايا وتؤدي عملها. |
Garip bir şey söyleyim, düşük oksijen seviyesine maruz kalmak her zaman öldürmez. | TED | حسنًا، يجب علي أن أخبركم بشيء غريب جدًا، وهو أن التعرض لدرجة منخفضة جدًا من الأوكسجين لا يقتل دائمًا. |
Bilirsin, sadece, ııı çocukken klasik müziğe maruz kalmak beynindeki... nöral yolları tetikliyormuş ve bu, uzamsal, temporal mantık yeteneğini geliştiriyormuş. | Open Subtitles | أتعلمين, أنه لقد قيل أن التعرض للأنواع الكلاسيكية من الموسيقى كطفل |
Nitrik asit ya da etidyum bromid'e maruz kalmak. | Open Subtitles | حمض النيتريك أو التعرض لبروميد الإيثيديم |
Nitrik asit ya da etidyum bromid'e maruz kalmak. | Open Subtitles | حمض النيتريك أو التعرض لبروميد الإيثيديم |
Test sonuçlarına göre, atmosfere... uzun süreli maruz kalmak, gaz için zehirli olduğundan, bir taşıyıcıya ihtiyacı var. | Open Subtitles | بالحكم علي نتائج الاختبار, الغاز يحتاج إلي عائل، لأن التعرض الطويل لجوّنا سامً بالنسبة له |
1.000 radyoaktiviteden fazlasına maruz kalmak insan hayatında ölümcül-- | Open Subtitles | التعرض لقدرة تزيد عن 1000 راد يمكن أن يؤدي إلى الوفاة في الإنسان |
Böyle bir şeye maruz kalmak sayısız hastalığı tetikleyebilir. Mide bulantısı, migren ağrıları hatta kanser. | Open Subtitles | التعرض لمثل ذلك يمكن أن يسبب الكثير من الأضرار الصحية كالغثيان والشقيقة وربما السرطان |
Neden radyasyona maruz kalmak konusunda endişeleniyoruz? | Open Subtitles | ولماذا ينبغي أن نقلق بشأن التعرض للإشعاع؟ |
Tamam ama sıcaklığa bu kadar uzun süre maruz kalmak aslında çok tehlikeli. | Open Subtitles | حسنا , لكن التعرض للحرارة هذه المدة خطر للغاية |
Bazı küf türlerine maruz kalmak kısa süreli hafıza kayıplarına yol açabilir. | Open Subtitles | التعرّض لأنواعٍ معيّنةٍ من العفن قد يسبّب فقدان الذاكرة القصيرة |
Genelde maruz kalmak zarar vermez ama siz oyun kurucular topa hakim olmak için parmaklarınızı yalarsınız değil mi? | Open Subtitles | التعرّض العامّ لَنْ يؤذي لَكنَّكم لاعبون خلف الوسطَ لذا من المحتمل دائماً ان تلْعقونُ أصابعُكَم |
Biliyorsun Mulder, seni bilmem ama bunların hepsi can sıkıcı buluyorum. Bu çirkin tarafa 24 saat maruz kalmak. | Open Subtitles | هذا التعرّض على مدار الساعة إلى underbelly السيئ. |
O kadar çok gama ışınına maruz kalmak seni öldürmeliydi. | Open Subtitles | تعرضك لهذا المقدار من أشعة جاما كان بإمكانه قتلك. |