ويكيبيديا

    "masasının" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مكتبه
        
    • منضدة
        
    • الطاولة
        
    • مكتبها
        
    • مائدة
        
    • طاولته
        
    • المنضدة
        
    • منضدةِ
        
    • بمكتبه
        
    • طاوله
        
    • طاولة
        
    • الجنائيّ
        
    • على مكتب
        
    Hayatı boyunca topal gezecek, çünkü Eddie, masasının altındaki tabancayla onu dizinden vurdu. Open Subtitles سيعرج بقية حياته لأن إدي أصابه في الركبة بمدفع كان يخبأه تحت مكتبه
    Fakat eve döndüğünde, çalışma masasının üstünde iskelenin 15 santim boyunda bir minyatürünü gördü. TED وعندما عاد الى منزله، رأى نموذج مصغر لتلك السقالات بعلو 6 بوصات على مكتبه.
    Mutfak masasının üstünde, içinde yulaf lapası olan bir tepsi duruyordu. Open Subtitles و قد كانت الصينية المعد فوقها صحن الحساء فوق منضدة المطبخ
    Beni ilk kez ameliyat masasının kenarına çağırdığında yirmi tane ameliyata girmiştim. Open Subtitles لقد قمنا ب20 جراحة قبل أن يقوم بدعوتي إلى جهته من الطاولة.
    Ne zaman masasının yanından geçsem boğazına bir çizburger tıkmamak için kendimi zor tutuyorum. Open Subtitles في كل مرة أمر أمام مكتبها تتملكني الرغبة بإقحام هامبرغر في فمها
    Benim evimdeydi, sen girişte volta atarken fahişe mutfak masasının altına saklanmıştı. Open Subtitles لقد كانت في منزلي العاهرة تحوم تحت مائدة المطبخ بينما تبحث عنها
    Efsanelerde masasının altında bir cüce tuttuğu ve bu cücenin geleceği gördüğüne inandığı söylenir. Open Subtitles تقول الأسطورة أنه كان يحتفظ بقزم تحت طاولته و كان يعتقد أن هذا القزم عراف بارع
    Ama onlar odadan çıkarken masasının üzerinde duran radyoyu açmış doktor. Ve onlar odadan çıkınca, annesine, TED إلا أنه مع خروجه من الغرفة، أدار المذياع الذي كان على مكتبه. وحين خرجا من الغرفة، قال لولدتها،
    masasının çekmecesinde duran revolver, yine, aynı sana söylediği şekilde. Open Subtitles لقد كان المسدس الذي احتفظ به في مكتبه مجدداً , كما أخبرك
    Ama yazdıklarını masasının çekmecesinde özenle saklıyordu. Open Subtitles ولكن مع ذلك كان مسجل بدقة شديدة في أحد أدراج مكتبه العديدة.
    Bu yüzden onunla birlikte ofisine gittik o kocaman masasının önünde durduk ve ondan bir seçim yapmasını istedik. Open Subtitles لذا أنا وهي قصدنا مكتبه، ووقفنا هناك أمام مكتبه العملاق، وسألناه الإختيار
    Shelten'a mesaj bırakıp İç İşleri toplantısını ertelemem gerekti fakat Çavuş Slaughter masasının başındaydı. Open Subtitles رسالة صوتية واحدة لشيلدون أخرت موعدي مع الشئون الإدارية لكن الرقيب سلوتر كان على مكتبه.
    Langırt masasının striptizcilerden daha iyi bir yatırım olduğunu söylemiştim sana. Open Subtitles لقد اخبرتك ان منضدة كره القدم كان استثمار افضل من المتعريات
    Grafik masasının altında iki koltuk var. Onları çıkartır mısın, lütfen? Open Subtitles هناك مقعدان تحت منضدة التخطيط هلا تسحبهم من فضلك ؟
    Uçağımla yatak odası penceresinden daldım, tuvalet masasının üzerindeki çukulatayı vurdum, duvara makineli tüfekle telefon numaramı yazdım, sonra da mermileri saydırıp, kızını havada yakaladım. Open Subtitles فحلّقت باتجاه نافذة غرفة نومها، فتحت صندوق الشيكولا على منضدة الزينة، وأخذت سلاحي وكتبت به على الحائط رقم هاتفي،
    Sonra yere kapaklandı, sırtının üzerinde tekrar döndü ve tekrar aynı hakereti yapmayı başardı, 12 poundluk bedenini bir kahve masasının altına yuvarladı. TED ثم انقلبت واستقرت على ظهرها ومنذ أن فعلت ذلك ، استطاعت فعله مجدداً. تلف وتثني جسدها الذي يبلغ وزنه 12 رطلا تحت الطاولة.
    Sahip olduğu tek şey masasının arkasındaki panoda asılı şu yazıydı. Open Subtitles كل ما لديها خلف مكتبها , وسط خلف لوحة التعليمات , عبارة إقتباس إن لم تفعل شيئاً بذلك
    Giderken şu pisliğin masasının yanından geç kafasına bir dirsek at. Open Subtitles امشي بالقرب من مائدة ذلك الحقير واضربه بالمرفق في رأسه
    masasının üstünde bir kaç tane daha saat vardı. Open Subtitles حسناً، كانت هناك ساعتين أخرتين على طاولته الحرفيّة.
    Savunma, iddia makamının masasının altında bu çantadan olduğuna dikkat çeker. Open Subtitles فليلاحظ المجلس أن ممثلة الإدعاء لديها واحد اخر تضعها تحت المنضدة
    Yemekten sonra yemek masasının üstünde becerdiği gibi. Open Subtitles بَعْدَ العشاءِ، على منضدةِ المطبخِ
    Çünkü masasının önünden geçerken, şunu gördüm. Open Subtitles لإنني فقط مررت بمكتبه ورأيت هذا
    Yarın başka bir dersimiz daha olacak ama burada işimiz bittiyse bilardo masasının orada biraz eğlenmek hoş bir çocuk var. Open Subtitles سنحظى بدرس اخر غدا, هذا ان كنتِ فرغتى من ذلك يوجد بعض الرجال الجذابين على طاوله البلياردو , ساذهب لالعب معهم
    Molotov ve büyük Sovyet delegeleri konferans masasının etrafında toplandı. Open Subtitles فإن مولوتوف ووفد سوفياتي كبير كانوا حاضرين على طاولة المؤتمر
    Cinayet masasının yeni komiseri karşında, amına koyayım. Aynen. Open Subtitles إنّكَ تنظر إلى ملازم القسم الجنائيّ الجديد
    Bunun okul birincisi olarak onu yenebilmek için öğretmenin masasının üzerinden Open Subtitles إنه متعلق بسرقة ورقة امتحان طالبة أخرى من على مكتب الأستاذ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد