O masum bir kadın, tıpkı buradaki herkes gibi. | Open Subtitles | هي امرأة بريئة, كما هو حال هؤلاء الأولاد هنا |
Ve sen de masum bir kadın ve çocuğunu, kocası bir hain diye öldüreceğimi düşündün. | Open Subtitles | إذاً، أتعتقد بأنّني سأتخلّص من امرأة بريئة وطفلتها فقط لأنّ زوجها كان خائناً؟ |
Anılarıyla isteği dışında oynandı ve masum bir kadın öldürüldü. | Open Subtitles | وتم التلاعب بذكرياته رغماً عنه.. وتعرضت امرأة بريئة للقتل |
Oğlunu kitap okuması için kütüphaneye getiren masum bir kadın. | Open Subtitles | إنها إمرأة بريئة والتى أتت بإبنها إلى المكتبة لقراءة الكُتُب. |
Tabii ki masum bir kadın diz çökmez. | Open Subtitles | ولكن إمرأة بريئة لم تكن لتنزل على ركبتيها |
Bu hayati için savaşan masum bir kadın. | Open Subtitles | هذه إمرأة بريئة تدافع عن حياتها |
Ben masum bir kadın değilim. | Open Subtitles | أنا لَست امرأة بريئة |
masum bir kadın öldürüldü. | Open Subtitles | امرأة بريئة قتلت |
Eğer Jake ve Amelia havalimanından ayrılmamış olsalardı masum bir kadın ölmüş ve Guillermo Ortiz de bir sonraki kurbanının peşine düşmüş olacaktı. | Open Subtitles | إذا لم يغادر (جايك) و(أميليا) المطار عصر اليوم امرأة بريئة كانت ستكون ميتة و(جاليرمو أورتيز) كان سيطارد ضحيته التالية |
Tamam. masum bir kadın öldürüldü. | Open Subtitles | حسنٌ, امرأة بريئة لقد قتلت. |
- masum bir kadın vuruldu. | Open Subtitles | - تم قتل امرأة بريئة. - |
Bir kaç saat önce masum bir kadın sadece Wulfgar olarak bilinen bir terörist ve bir kadın ortağı tarafından, ölüme gönderildi. | Open Subtitles | و قبل ساعات تم قتل إمرأة بريئة بواسطة الإرهابي المعروف بـ(ولف غار) و شريكته |
masum bir kadın ölecek. | Open Subtitles | إمرأة بريئة ستموت. |
masum bir kadın Bannu Hapishanesi'ne götürülüyor. | Open Subtitles | هنالك إمرأة بريئة يجري نقلها لـ سجن (بانو) |
masum bir kadın benim yüzümden FBI tarafından sorgulanıyor, Moz. | Open Subtitles | إمرأة بريئة تستجوب الآن (بسببي (موز |
masum bir kadın. | Open Subtitles | إمرأة بريئة |