Çocuklar, bunu yapanın kim olduğunu bilmiyoruz ve Amerikan demokrasisinde, herkes aksi kanıtlanana kadar masumdur. | Open Subtitles | ايها الصف ، أعرف أن لا يوجد طريقة لإثبات من فعل هذا والديموقراطية الأمريكية تشرط على أن كل شخص هو بريء حتى تتم إدانته |
Anahtar hâlâ ondaysa masumdur. Ve ben giderim. - Sadece sor. | Open Subtitles | إذا كان مفتاحه ما زال معه فهو بريء وسوف أنصرف |
Anahtar hâlâ ondaysa masumdur. Ve ben giderim. | Open Subtitles | إذا كان مفتاحه ما زال معه فهو بريء وسوف أنصرف |
Şef Wiggum, suçluluğu kanıtlanana kadar benim kızım masumdur. | Open Subtitles | ايها الضابط ويغم ، ابنتي بريئة حتى تثبت ادانتها |
Kişiye ağırlık bağlayıp suya atıyorlar. Eğer batarsa, masumdur. | Open Subtitles | إنهم يربطون الشخص بالأثقال و يلقونه فى الماء فإذا غرق فهو برئ |
O zaman Light 18 gün gözaltında tutuldu ve Amane'de 23 gün bu durumda ikisi de tamamen masumdur. | Open Subtitles | إذاً فإن لايت الذي كان تحت المراقبة لثمانية عشر يوماً وأماني التي كانت مراقبة لثلاثة وعشرون يوماً ، أبرياء |
Ya da bildiği her şeyi söylüyordur ve masumdur. | Open Subtitles | أو يخبرنا فقط بما يعرفه، و هو في الحقيقة بريء. |
Evet eminim o yargıç onbeş yaşındaki kızın bekaretini alan o puşt da çok masumdur. | Open Subtitles | نعم أنا واثقً من أن ذلك المُهرج اللعين الذي قآم بِأخذ عُذرية فتاة بِـ الخامسة عشر مِن عُمرها بريء لِلغاية |
Her zaman annemin "Yusef masumdur." tişörtüyle dolaştığı fotoğraflara bakarım. | Open Subtitles | كنت دائما أشاهد صورا لأمي تمشي و هي ترتدي قميص يوسف بريء |
Bütün suçlamaları düşürdüklerinde montunu açtı ve "Yusef masumdur." tişörtü vardı. | Open Subtitles | و عندما أسقطوا كل التهم فتحت معطفها و كانت ترتدي قميص يوسف بريء و بدت على محياها هذه الإبتسامة الكبيرة |
Fısıldayarak kötülük edense masumdur. | Open Subtitles | لكن الشخص الذي يهمسُ بسمومه و احقاده بريء |
Suçu ispatlanana kadar herkes masumdur lafına ne oldu? | Open Subtitles | ماذا دهى مبدأ: المتهم بريء حتى تثبت إدانته؟ |
Yoksa "suçu kanıtlanana kadar masumdur"... kuralı sadece Cumberland ilçesinde mi geçerli? | Open Subtitles | "أو إنه "بريء حتى تثُبت إدانته فقط تنطبق في مقاطعة كامبرلاند ؟ |
Hamileliğim kesinleşinceye kadar hormonlarım masumdur. | Open Subtitles | هرموناتي بريئة حتى يثبت أنني حامل |
"Aslında her duygu, özünde masumdur." | Open Subtitles | ♪ مع ذلك تكون كل مشاعري بريئة ♪ |
Lordum. Kraliçe masumdur. | Open Subtitles | سيدى ، الملكة بريئة |
- Sucu kanıtlanana kadar masumdur, Severus. - Kedim taşlaştırıldı. | Open Subtitles | ـ برئ حتى نجد دليل قاطع يا سيفيروس ـ تم تحجير قطتي |
Gerçekten de öyle. Şunu da söylemem gerekiyor ki, Merlin tamamen masumdur. | Open Subtitles | بالفعل,يجب أن أطمأنك , أن مارلين برئ بالكامل |
Halkım masumdur. Bunu hakedecek birşey yapmadılar. | Open Subtitles | شعبي أبرياء لم يفعلوا شيء ليستحقوا عليه ذلك |
Bizim için, Kiliseye göre bu tür inançlar masumdur, ama sen Arthur, senin Tanrıya giden yolun, Pelagius'tan mı geçiyor? | Open Subtitles | من جهاتنا الكنيسة تعتبركم أبرياء لكن أنت يا آرثر أتتبع عقائد آخرى؟ |
Fransa'da olabiliriz ama yine de bir insan suçu kanıtlanana kadar masumdur. | Open Subtitles | ربما نحن فى فرنسا ولكنى مازلت أمريكيه الرجل برىء حتى تثبت ادانته |
Suçu ispatlanana kadar masumdur lafı hepimiz için geçerli değil mi? | Open Subtitles | اليس الشخص بريئ حتى يتم اثبات انه مذنب.. الا يفترض ان يكون امرا متعلق بنا جميعا؟ |
Mae Ri'm çok masumdur muhtemelen ilk defa bir erkek onu sırtına almıştır. | Open Subtitles | ابنتي ميري بريئه جدا حيث اعتقد ان تلك المره الاولى التي يحملها شخص ما . |
O, bir hırsız olsa bile, kızı masumdur. | Open Subtitles | فهي بريئةُ هل تعرف فيرغسون لفترة طويلة كلا؟ |
Yaşlı insanlar da masumdur. Bu yüzden onlardan hoşlanırım. | Open Subtitles | كما هو الحال عند كبار السن, بريئين لهذا أحبهم. |